Ebu Talha’nın Hurma Bahçesi

Asr-ı Saadet’te yetişen sahabilerden Ebu Talha’nın (r.a.) Müslümanlara örnek olacak infakı.

Peygamber Efendimiz’in bazen hiçbir şeyi olmazdı. Bazen de harp ganimeti gelir, çok zengin olurdu. Fakat az bir şeyi kendine bırakır, sonra onu da dağıtmadan evine gidemezdi. Hayal ötesi bir merhamet, hayal ötesi bir şefkat sahibiydi. Hiçbir şeyi olmazsa «tebessüm» ile infakta bulunurdu.

Bir kimseye bir şey verirken de verdiği şeyle muhatabına asla eziklik hissettirmezdi. Çünkü O, verdiğini Allâh’a verirdi. Zira âyet-i kerîmede buyurulur:

“Sadakaları Allah alır.” (Tevbe, 104)

Sahâbe-i kiram, işte O’nun bu yüce hâlinden nasip alabildikleri için O’na sahâbe olmak şerefine eriştiler. Nitekim:

“Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe asla «birr»e (yani hayrın kemal noktasına) eremezsiniz. Her ne infak ederseniz Allah onu hakkıyla bilir.” (Âl-i İmrân, 92) âyet-i kerîmesi nâzil olduğunda ashâb-ı kiram arasında en sevdiklerinden verme hususunda büyük bir infak yarışı başlamıştı.

Hadîs-i şerîfte buyrulur:

“Her meşrû ve güzel iş sadakadır.” (Buhârî, Edeb, 33)

EBU TALHA’NIN BAHÇESİ

Ebû Talha’nın -radıyallahu anh- Mescid-i Saâdet’e yakın, içinde 600 hurma ağacı bulunan kıymetli bir bahçesi vardı ve burayı pek severdi. Ebû Talha -radıyallahu anh- hemen Resûlullah’a -sallallahu aleyhi ve sellem- koştu ve şöyle dedi:

“Yâ Resûlâllah! Benim servetim içinde en kıymetli ve bana en sevimli olan, işte şu şehrin içindeki sizin de bildiğiniz bahçemdir. Bu andan itibaren Allâh rızâsı için onu Allâh’ın Resûlü’ne bırakıyorum. İstediğiniz gibi tasarruf eder, dilediğiniz fakire verebilirsiniz.” 

Sözlerinin ardından bu güzel kararını derhâl tatbik etmek için bahçeye gitti. Ebû Talha -radıyallahu anh- bahçeye vardığında hanımını bir ağacın gölgesinde otururken buldu. Ebû Talha -radıyallahu anh- bahçeye girmemişti. Hanımı sordu:

“Yâ Ebâ Talha! Dışarıda ne bekliyorsun? İçeri girsen ya!” 

Ebû Talha -radıyallahu anh-:

“Ben içeri giremem, sen de eşyanı toplayıp çıkıver!..” dedi. Beklemediği bu cevap üzerine hanımı şaşkınlıkla sordu:

“Neden yâ Ebâ Talha?! Bu bahçe bizim değil mi?”

Ebû Talha -radıyallahu anh-:

“Hayır, artık bu bahçe Medine fukarâsınındır.” diyerek âyet-i kerîmenin müjdesini ve yaptığı infakın faziletini sevinç ve neşe içinde anlattı. Hanımının:

“İkimiz nâmına mı, yoksa şahsın için mi bağışladın?” suâline de:

“İkimiz nâmına...” diye cevap veren Ebû Talha -radıyallahu anh- bu sefer hanımından huzur içinde şu sözleri dinledi:

“Allah senden râzı olsun yâ Ebâ Talha! Etrafımızdaki fakirleri gördükçe aynı şeyi düşünürdüm de sana söylemeye bir türlü cesaret edemezdim. Allah hayrımızı kabul buyursun, işte ben de bahçeyi terk edip geliyorum!”

Ashâbın bu kıvamı, gündüzleri ve geceleri Allah Resûlü’nün gösterdiği istikamette değerlendirmelerine bağlıdır. Çünkü her nefeste O’nun nefesiyle yaşamak, güzel haslet ve faziletleri tecellî ettirmekte en büyük huzur ve kolaylık sebebidir.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, İtikatta, İbadette ve Muâmelâtta İhlas ve Takva, Yüzakı Yayınları

İslam ve İhsan

TAKVA NEDİR? TAKVA İLE İLGİLİ HADİSLER

Takva Nedir? Takva ile İlgili Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.