Edirnekapı Şehitliği’nde Kimler Yatıyor?

Edirnekapı Şehitliği nerededir? Edirnekapı Şehitliği’nde defnedilen kişiler kimlerdir? Edirnekapı Şehitliği tarihi, bilinmeyenleri, hakkında bilgi...

İstanbul’un en eski mezarlığı/şehitliği Edirnekapı Şehitliği’dir. Edirnekapı Şehitliği, 1453 tarihinde İstanbul’u fethetmek için İstanbul surları önünde Doğu Roma’nın (Bizans) son kalıntıları ile savaşırken şehit düşen askerlerimizin Edirnekapı, Topkapı Maltepe ve Topçular arasında kalan geniş bir araziye gömülmeleri ile oluşmuştur. Osmanlı döneminde Sır Tekke adıyla anılan bu ilk şehitligimizin yeri bugün için maalesef kesin olarak bilinmemektedir.

Osmanlı döneminde, bayram sabahları camilerden çıkan cemaatler, Sır Tekke’de toplanır ve şehitlerimizin ruhlarına dualar ederlerdi. E-5 karayolunu Haliç Köprüsü’ne birleştiren tünelin yapımı sırasında tünelin üstüne düşen kısımdaki şehitlerimizin kabirleri buradan alınarak başka yerlere nakledilmişlerdir. Sır Tekke denilen yer de bu tünelin üst kısmına rastladığından, buranın orjinal görünümü değişikliğe uğramıştır.

EDİRNEKAPI ŞEHİTLIĞİ’NDE KİMLER YATIYOR?

Edirnekapı Şehitliği, Balkan Savaşı ile l. Dünya Savaşı ve özellikle Çanakkale savaşlarında yaralanarak tedavi olmak için İstanbul hastahanelerine getirilen ve burada şehitlik mertebesine erişen askerlerimizin çoğunlukta bulunduğu bir mezarlıktır.

Edirnekapı ve Sakızağacı adıyla iki bölümden oluşan şehitlikte; Osmanlı-Rus Harbi, Balkan Harbi şehitleri, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri şehitleri, Polis Teşkilatımızın şehitleri, T.H.Y. sivil şehitleri, İtfaiye Şehitleri, Eski Tulumbacılar ve Harp malul ve gazilerine ait ayrı parseller halinde şehitlikler oluşturulmuştur.

Harita Genel Müdürlüğü’nun, Ankara’da 1971 yılında bastırdığı Şehitliklerimiz adlı kitapta İstanbul’a getirilen Balkan Harbi ve Çanakkale Savaşı gazilerimizden hastahanelerde vefat edip Edirnekapı Şehitliğine defnedilenlerin sayısının 13 bin civarında olduğunu bildirmektedir. Ayrıca İstanbul’un İngilizler tarafından işgali sırasındaki saldırılarda şehit olan üç askerin de kabirleri buradadır. Edirnekapı Şehitliği Osmanlı döneminde de Cumhuriyet döneminde de Askeriye’ye bağlı bir kuruluş Olarak yaşamıştır. Günümüzde ise, 1926 yılında kuruIan Türkiye Şehitlikleri Imar Vakfı tarafından şehitlerimize hizmet götürülmektedir.

EDİRNEKAPI ŞEHİTLİĞİ NEREDEDİR? - HARİTA

İslam ve İhsan

İSTANBUL’DA GEZİLECEK YERLER

İstanbul’da Gezilecek Yerler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.