Eğitimde ‘mobil Oyun’ Dönemi

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından geliştirilen ve yabancı dilden ana dile, tarihten matematiğe, genel kültürden üniversite hazırlığa kadar içeriklerin yer aldığı 7 mobil oyun öğrencilerin kullanımına sunuldu.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), öğrencilerin eğitimlerine destek olmak amacıyla 7 mobil oyun geliştirdi. Yabancı dilden anadile, tarihten matematiğe, genel kültürden üniversite hazırlığa kadar içeriklerin yer aldığı mobil oyunlar, sanal marketlerde öğrencilerin kullanımına sunulmaya başladı.

Mobil oyun yazımı için özel bir ekip kuran Bakanlık, etkili grafik ve görseller ile öğrencilerin ilgisini çekecek strateji oyunlarının geliştirilmesi için de çalışma yürütüyor.

MEB Yenilik ve Eğitim Teknolojileri (YEĞİTEK) Genel Müdürü Bilal Tırnakçı, oyun oynamanın çocukların sosyal, fiziksel ve kavramsal gelişimi konusunda en iyi eğitim programlarından biri olduğunu ifade etti.

Tırnakçı, öğrencilerin tarihi değerlere dikkatlerini çekmek için strateji oyunu yazma hazırlıklarını da sürdürdüklerini dile getiren Tırnakçı, şöyle devam etti:

“Etkili grafik ve görsellerle öğrencilerin ilgisini çekecek strateji oyunlarımızı da yakında kamuoyuna duyuracağız. Tarih kitaplarında yazan bilgileri, 3 boyutlu strateji oyunları ile kalıcı hale getirmeyi hedefliyoruz. Mobil oyunlar ile öğrencilerin zaman ve mekandan bağımsız bir şekilde kazanımları almalarını sağlamaya çalışıyoruz. Bu şekilde, zararlı içerikler barındırmayacak oyunları boş zamanlarda öğrenme için kullanmasını planlıyoruz.”

MEB’İN MOBİL OYUNLARI SANAL MARKETLERDE

Tırnakçı, ekibin geliştirdiği oyunların Google Play ve Apple Store gibi sanal marketlerden ücretsiz indirilmeye başlandığına işaret ederek “Kullanıcılardan geri dönüşler alıyoruz ve oyuna ilişkin beklentilerini dikkate alarak revizyon çalışmalarımızı yürütüyoruz.” diye konuştu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.