Eğitimde Önceliğimiz Ne Olmalı?

İn­san­la­rın is­tî­dat­la­rı bir­bi­rin­den fark­lı ol­du­ğu gi­bi, za­af­la­rı da muh­te­lif­tir. Bu se­bep­le eği­tim­ci­nin âdeta bir ruh dok­to­ru ti­tiz­li­ğiy­le in­sa­na yak­laş­ma­sı ge­re­kir. Bi­ri­ne fay­da­lı olan bir söz ve dav­ra­nış, bir baş­ka­sı­na za­rar ve­re­bi­lir. Bu yüz­den eği­ti­min­den mes’ûl ol­du­ğu­muz in­san­la­rın ka­rak­ter­le­ri­ni çok iyi ta­nı­ma­mız lâ­zım­dır.

Di­ğer ta­raf­tan eğitim hizmetinin za­manlaması ve do­zajı da iyi ayar­lan­ma­lı­dır. Sert bir cis­mi bel­li bir is­ti­kâ­met­te bü­ker­ken onun kı­rıl­ma ih­ti­mâ­li­ni dik­ka­te al­dı­ğı­mız gi­bi, nef­sâ­nî te­mâ­yül­le­ri kuv­vet­li olan bir kim­se­yi de bu illetten kur­tar­mak için ace­le­ci dav­ran­ma­mak lâ­zım­dır.

Mu­hâ­ta­bın ters tep­ki gös­te­re­ce­ği de­re­ce­ye ka­dar do­zu ar­tır­ma­ma­ya dik­kat et­me­li­dir. Zira su do­lu bir ka­bı eşit ha­cim­de­ki bir baş­ka ka­ba ânî bir sû­ret­te bo­şal­tır­sa­nız, suyun ya­rı­sı­nı zi­yân eder, dı­şa­rı­ya dö­ker­si­niz. Lâ­kin ted­rîc metodunu kullanarak, yani ace­le et­me­den, ya­vaş ya­vaş ha­re­ket eder­se­niz, eli­niz­de­ki kap­ta ne var­sa onu ek­sik­siz ola­rak di­ğe­ri­ne ak­ta­ra­bi­lir­si­niz. Bu de­mek­tir ki, bir in­sa­nı yön­len­di­rip ter­bi­ye et­mek, her şey­den ön­ce sab­ra ve mu­hâ­ta­bı is­tî­datla­rı iti­bâ­rıyla mü­kem­mel bir sû­ret­te ta­nı­ma­ya bağ­lı­dır.

ÖĞRETMEN ÖĞRENCİSİNİ KABİLİYETİ ÖLÇÜSÜNDE YETİŞTİRMELİ

Ger­çek­ten eği­tim­ci, ta­le­be­si­nin ka­rak­ter ve is­tî­dâ­dı­nı elin­de­ki tes­bih ta­ne­le­ri gi­bi ta­nı­ma­lı, herkesi kâ­bi­li­ye­ti yönün­de yetiş­tir­me­ye gay­ret et­me­li­dir.

Me­se­lâ, şâ­ir­li­ğe is­tî­dâ­dı olan birini, in­san rû­hu­nun de­rin­lik­le­ri­ne yön­len­dir­mek îcâb eder. İdâ­re­ci ol­ma­ya is­tî­dat­lı kişiye ise adâ­let, sevk ve idâ­re­nin na­sıl ya­pı­la­ca­ğı, işi eh­li­ne ver­me­nin ve hakkâniyet­li davranmanın lüzûmu gibi hususlar telkin edilmelidir. Di­ğer mes­le­kî kâ­bi­li­yet­ler de bu­nun gi­bi­dir. Ancak toplum için zarûrî olan bu kâbiliyetlerin her birinin eğitim tarzı farklı farklıdır.

Eğitim hizmetleri, insandaki be­den-ruh ve akıl-kalp ara­sın­da­ki has­sas den­ge­ye dik­kat edi­le­rek plânlanma­lıdır. Şâ­yet in­sa­nın sa­de­ce ak­lı­na hi­tâb edi­lir­se men­fa­at, ma­kam, dün­ye­vî he­vâ ve he­ves­ler ağır ba­sar ve rû­hî te­kâ­mül ih­mâl edil­miş olur. Böy­le ye­tiş­ti­ri­len in­san, neticede ser­vet, şöh­ret ve şeh­ve­tin ku­lu hâ­li­ne ge­lir. Fa­kat ak­lıy­la bir­lik­te onun kal­bi de eğitilebilirse, fıtratında mevcut olan temâyüllerin hakka ve hayra yönlendirilmesi ancak o zaman mümkün olabilir.

Şuna da dikkat edilmelidir ki, kalbe erişmeyen bilgi, irfâna dönüşmez. İrfandan mahrum bir bilgi ise sahibini yanlış yollara sü­rük­le­ye­bi­lir. Mâ­ne­vî duy­gu­lar ve fa­zî­let­ler­le techîz edi­le­me­yen in­san, sü­rek­li kö­tü­lü­ğü em­re­den nef­si­nin sultasına terk edilmiş olur.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hizmet, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.