Ekmeğim Olursa Yerim Olmazsa Şükreder Yatarım

Konya'da, eşi kanser hastası, kendisinin de romatizma ve bel fıtığı rahatsızlığı olan 61 yaşındaki Gül, el arabasıyla günde 12 saat çöp konteynerlerinden topladığı kartonları 15 liraya satarak evinin geçimini sağlıyor.

Konya'da, kocası kanser hastası olduğu için el arabasıyla günde 12 saat çöp konteynerlerinden topladığı kartonları satarak evi geçindirmeye çalışan 61 yaşındaki Zeycan Gül, zorlu yaşamına rağmen dimdik ayakta duruyor.

Yüzündeki derin çizgilerin 61 yıllık ömründe çektiği tüm sıkıntıları, hayat mücadelesini yansıttığı 7 çocuk annesi Gül, belki de hayatının en zor günlerini yaşıyor.

Yaşamı yoksullukla geçen, üç ayda bir aldıkları maaşla geçinmeye çalışan Gül, camı bulunmayan, pencerelerini naylon ve kartonla kapattığı, 350 liraya kiralanan iki göz evde, oğlu, eşi ve iki torunuyla yaşamını sürdürüyor.

Eşi Hüsnü Gül (66) kolon kanseri olduğu için çalışamayan, oğlunun da çeşitli rahatsızlıkları bulunan Gül, romatizma ve bel fıtığı olmasına rağmen, "çek çek" diye tabir edilen el arabasıyla çöp konteynerlerinden karton topluyor.

Sabahın erken saatlerinde evden çıkan ve ilerlemiş yaşına rağmen günde en az 20 kilometre yürüyen Zeycan Gül, sattığı kağıtlardan günde 15 lira kazanıyor.

KOCAM İYİ OLSUN, BAŞKA BİR ŞEY İSTEMEM

Gül, günlerinin çok yorucu geçtiğini belirterek, "Biz hırsızlık, dilenme nedir bilmeyiz. Yapana da çok kızarız. Ekmeğinin peşinde olan biriyim. Topladıklarımızı satıp karnımızı doyurursak yeter. Başka ne isteyelim. Alnımın teriyle, kimseye muhtaç olmadan yaşıyorum. Aç da susuz da kalsam kimseye 'Bana bir parça ekmek ver' demem. Ekmeğim olursa yerim, olmazsa Allah'a şükreder yatarım. Bazen bizi 'Utanmadan kafalarını çöplerin içine sokuyorlar' diyerek küçümsüyorlar. Hırsızlık, dilencilik yapmıyorum. Helalinden kazanıp, yiyorum. Halimizde hor görülecek bir durum yok. Fakirim ama çok şükür karnımı doyuruyorum. Hayatımdan memnunum. Halime şükretmezsem Allah'a hesabını veremem. Rabbim ne verdiyse çok şükür. Kocam iyi olsun, başka bir şey istemem." diye konuştu.

TEK TESELLİMİZ, ALLAH'TAN BAŞKA KİMSEYE MUHTAÇ OLMAMAK

Önceleri tarlalarda çalışarak geçimini sağlayan Hüsnü Gül de tedavisi sürdüğü için çalışamadığını, eşinin evin tüm yükünü aldığını anlattı.

Eşinin durumuna çok üzüldüğünü dile getiren Gül, "Aç, susuz saatlerce dolaşıyor. Onun da rahatsızlığı var ama mecburen işe gidiyor. Tek tesellimiz Allah'tan başka kimseye muhtaç olmamamız." şeklinde konuştu.

Komşuları ise çocuklarının ve kendilerinin Zeycan Gül'ü örnek aldığını, onu gördükten sonra "yorulduk" demeye cesaret edemediklerini söyledi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.