Elektronik Sigaranın Hedefi Gençler

Yeşilay Genel Müdürü Savaş Yılmaz, elektronik sigarayı pazarlayan tütün endüstrisinin ana hedef kitlesini gençlerin oluşturduğunu söyledi.

Yeşilay Genel Müdürü Yılmaz, elektronik sigaranın internetten ve iş yerlerinden temininin çok kolay olduğuna dikkati çekti.

ELEKTRONİK SİGARANIN ZARARLARI

Elektronik sigaranın, sigarayı taklit eden ve kullanıcısının nikotin çekmesini sağlayan bir cihaz olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Elektronik sigarada, nikotinin yanı sıra kimyasal maddeler ve zararlı partiküller bulunuyor. Kullanan kişide bağımlılığa ve solunum sistemi fonksiyonlarında bozulmaya neden olan elektronik sigaranın, uzun dönem sağlık riskleri de bilinmeyenler arasında yer alıyor.” diye konuştu.

Yılmaz, elektronik sigaranın, sıvı nikotinin pil tarafından ısıtılarak buharlaşmasını sağladığını, kullanıcıların cihaz ucundan çıkan buharı soluduğunu anımsattı.

Buharın içinde su, nikotin, propilen glikol, gliserol, tatlandırıcılar ve aromaların bulunduğunu dile getiren Yılmaz, bunların kulanıcılarda akciğer hasarına neden olduğuna ifade etti.

“GENÇLERE CAZİP HALE GETİRİLİYOR”

Savaş Yılmaz, elektronik sigaranın meyve ve tatlı katkı maddeleri eklenerek gençler için cazip hale getirilmeye çalışıldığını ancak bu durumun kullanıcıların solunum sistemi fonksiyonlarında bozulmaya yol açtığını söyledi.

Elektronik sigara kullanımının tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de belirgin ölçüde arttığını ifade eden Yılmaz, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Elektronik sigara, tütün endüstrisinin bir ürünüdür. Ürünü pazarlayan tütün endüstrisinin ana hedef kitlesini oluşturan gençlerde elektronik sigara kullanımındaki artış önemli derecede. Zamanının çoğunu bilgisayar başında geçiren gençler, internette satışı yaygın olan elektronik sigaraya kolayca ulaşabiliyorlar. Elektronik sigara gençler arasında çok yaygın.”

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.