Elifba'yı Bitirmeden Kur'an'a Geçiyorlar
Tüm İlahiyat Fakülteleri ve Yüksek İslam Enstitüleri Derneği (TİYEMDER), Marmara İlahiyat Vakfı ve Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı’nın ortaklaşa gerçekleştirdiği ve binlerce kişiyi Kur’ân-ı Kerîm'le tanıştıran “3 Günde Kur’ân Öğreten Program”ın Koordinatörü Ferruh Erel'e merak edilenleri sorduk.
Röportaj: Murat Karadeniz
6 Haziran’da Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tatbikat Camiî Kültür Merkezi'nde başlayan “3 Günde Kur’ân Öğreten Program”ın Koordinatörü Çilehane Camiî İmamı Ferruh Erel ve programa katılan kursiyerlerle bir araya geldik.
Hocam sizi tanıyabilir miyiz?
Samsunluyum. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 2003 mezunuyum. Hüdâyî Vakfı'nda çeşitli alanlarda yaklaşık 7 yıl vazife yaptım. 2010'da Diyanet'e geçtim. Halen Diyanet'e bağlı olarak Çilehâne Camiî'nin imam-hatibi olarak vazife yapıyorum.
ELİFBÂ'YI BİTİRMEDEN KUR'ÂN'A GEÇİLEBİLİR
'3 Günde Kur'ân Öğreten Program'ın çıkış noktası nedir?
Bu programı 2003 senesinde TİYEMDER Başkanı Selahattin Yazıcı başlattı. Elifbâ bitirilmeden Kur'ân'a geçilemez algısını kırmak, daha çok kişinin Kur'ân'a adım atmasını sağlamak için böyle bir faaliyet başlatıldı.
Bu sene “3 Günde Kur’ân Öğreten Program”ın 13. senesi. Geçen 12 seneyle beraber bu programda neler değişti, gelişti?
Programın ilk çıkış noktasında dokümanlar azdı. Kur'ân ile ilgili çalışmalar yetersizdi. Hal böyle olunca özgün bir iş yapılmaya çalışıldı fakat devir değiştikçe, teknoloji geliştikçe eski kaynaklar ihtiyaca cevap veremez oldu. Bir kaynak arayışına girdik. Çok güzel bir Elifbâ bulduk. Yenibosna Selçuk Hatun Camiî Başimam-Hatibi İbrahim Tunç'un hazırladığı "10 saatte Kur'ân" Elifbâ'sını kaynak olarak kullanmaya başladık. Programımızı Elifbâ'yı dijital ortama aktararak, görsel hafıza teknikleri ve değişik dokümanlarla destekleyerek yapıyoruz.
"ÇATIK KAŞLI OLSAYDIN BEN BU DERSE GELMEZDİM"
Genel olarak talebenin derse katıldığı dersler canlı ve verimli geçer, motivasyonu arttırır. Siz bu tarz eğitimin talebeler üzerindeki etkisi hakkında neler düşünüyorsunuz?
Eskiden beri Kur'ân'ı Kerîm eğitiminde hep bir ciddiyet olmuş. Hocanın çatık kaşı, otoriterliği hatta bazı yerlerde kötek kullanması Kur'ân eğitimiyle özdeşleştirilmiş. Erel, "Bir gün amcalardan biri geldi. Eğer çatık kaşlı olsaydın ben bu derse gelmezdim. Sen gülüyorsun, espri yapıyorsun. Çok hoşuma gitti." dedi. Eğitimde güler yüzlü olmak esastır. Bizim hocalarımızdan öğrendiğimiz şey bu. Seminerlerde, toplu yapılan derslerde muhabbetle, güler yüzle, birtakım esprilerle (lâubâli olmadan) zihinleri bulandırmadan, sıkmadan sevgiyle eğitimi vermeye çalışıyoruz. Zorla öğretmek isteseniz bir günde öğretirsiniz. Fakat kalıcı olmaz. O yüzden seminerlerde, derslerde motivasyonu arttırmanın önemli olduğunu düşünüyoruz. Güler yüzle, muhabbetle, severek, sevdirerek işimizi yapmaya çalışıyoruz.
Bu sene programa katılım ne durumda?
Geçen senelere oranla programa katılım daha yüksek. Tanıtımı sadece Üsküdar'da yapmamıza, başvuranların sadece yarısının gelmesine rağmen yaklaşık 180 kişiyle eğitimimizi yapıyoruz.
Program 7'den 70'e herkese hitap ediyor. Yelpazeyi böyle geniş tutmanızın amacı nedir?
Eğitim metodunuz ya sadece çocuklara göre, ya sadece yaşlılara göre vs. oluyor. Ama eğitim ve öğrenimde Kur'ân-ı Kerim'in sadece harfleri önemli. Harfleri ezberledikten sonra birleştirmesi, okuması vs. ayrıntıya giriyor. Her seviyeden insanın anlayabileceği bir faaliyet yapılmalı ki herkese hitap edebilelim. Bizim için okuma-yazma bilmesi ve görme yetisinin iyi olması yeterli. 7’den 70’e herkes katılabilir.
Ders takvimi hakkında bilgi verir misiniz?
Hafta içi saat 10.00 ile 12.00 arası uygulamalı ders, 12.00-13.00 arası da hocalarımızla birebir dersin tekrarı oluyor.
4. GÜN HATİME BAŞLIYORUZ
Programın içeriği hakkında bilgi verir misiniz?
Birinci gün hafıza teknikleri ve sembollerle harfleri ezberletmeye çalışıyoruz. Harfleri ismiyle değil, sesiyle ezberletiyoruz. İsmiyle ezberlenince harekelerde karışıklık oluyor. Bol tekrar, toplu okumalarla (bir heyecan meydana getiriyor) geçiriyoruz. Talebelerimizin evlerinde bakmaları için harekelere de değiniyoruz. Seminerden sonra 20 hocamız birebir genel tekrar yaptırıyor.
İkinci gün harekelerle harflerin birleştirilmesi konusunu işliyoruz. Talebelerimiz seminerden sonra hocalarımızla birebir derslerini tekrar ediyorlar.
Üçüncü gün ise ayrıntılar, zamirleri işleyerek ve bol tekrar yaparak talebelerimizi cesaretlendirip Kur'ân'ı okumaya teşvik ediyoruz. Günün sonunda Kur'ân Kerim'i hediye ederek ertesi gün hatime başlıyoruz.
“3 Günde Kur’ân Öğreten Program”ın odaklandığı en önemli husus ne?
Temel olarak Kur'ân-ı Kerim öğrenmek zor bir iş değil. Verdiğimiz mesaj budur. Bir ay Elifbâ okuyup Kur'ân'a geçseniz de aynı kekelemeye sahipsiniz, 3 günde Kur'ân'a geçseniz de aynı kekelemeye sahipsiniz. Bu iş pratikte yapılacak bir iştir. En çok eleştriyi hocalardan alıyoruz. '3 günde Kur'ân mı öğrenilir diyorlar?' Kur'ân eğitim ve öğretiminde mükemmeli aramamak lazım. Hedeflediğimiz kesim özellikle Kur'ân bilmeyen kitleyi bu dairenin içerisine almak. Kur'ân'ı sevdirmek. Talebe Kur'ân'ı nasıl sevecek? Okurayarak sevecek. O mucizevi özellikteki harfleri, kelimelerin çıkışını öğrenecek ki geliştirebilsin, sevebilsin, başkalarına da sevdirebilsin. Kur'ân öğrenimi ve öğretiminin kolay olduğunu ve bunu kendilerinin bile yapabileceklerini insanlara göstermek.
Vakit ayırdığınız ve sorularımızı yanıtladığınız için teşekkür ederiz.
Allah razı olsun. Ben de teşekkür ediyorum.
"ALLAH, BAYRAK VE VATAN SEVGİSİ OLMAZSA İNSANIN İKİ YAKASI BİR ARAYA GELMEZ"
Programa katılan kursiyerlerden Emekli Astsubay Yaşar Can, Kur'ân'ı askeri lojmanlara gelen bir imam sayesinde öğrendiğini, bilgisini pekiştirmek ve vefat eden eşinin hatim vasiyetini yerine getirmek için programa katıldığını söyledi. Kur'ân öğrenimi ve öğretimi için, "İnsanın içinde olacak, aileden teşvik olacak. Allah, bayrak ve vatan sevgisi olmazsa insanın iki yakası bir araya gelmez." diye konuştu.
Kursiyerlerden Emine Erdoğan, Kur'ân harflerini bildiğini ama bilgisini pekiştirmek, Kur'ân'ı akıcı okumak için programa katıldığını söyledi. "Sistemli, üzerinde çalışılmış, görsel hafıza teknikleriyle güzel bir format hazırlanmış. Çok güzel. Ben beğendim, böyle daha akılda kalıcı oluyor. Birebir yapılan dersler de çok iyi oluyor. Bundan iyisi can sağlığı." şeklinde konuştu.
Şerife Karaarslan ve Tülay Uzun, programa beraber katılan kursiyerlerden. Şerife Karaarslan, çocukluğunda defalarca Kur'ân kursuna gittiğini ama öğrenme aşamasında devamlı bıraktığını söyledi. “3 Günde Kur’ân Öğreten Program”ın afişini görünce çok şaşırdığını, telefonda "Nasıl olacak, böyle bir şey olur mu?" diye sorduğunu ama kendisini ikna eden cevaplar alınca programa katılmaya karar verdiğini söyledi. Tülay Uzun ise, "Bu programa başladıktan sonra demek ki zamanı buymuş" dedi. Ayrıca eğitimi ve hocayı çok beğendiklerini, programı tavsiye edeceklerini ifade ettiler.
YORUMLAR