Emsalsiz Bir “Kâmil İnsan” Modeli
Cenâb-ı Hak O’nu bütün insanlık âlemine emsalsiz bir örnek şahsiyet olarak armağan etti. İslâm ile murâd ettiği “kâmil insan” modelini, Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in şahsında sergiledi.
O’nu insanlığa en mükemmel bir fiilî kıstas kıldığı içindir ki tarihte hayatının tamamı en küçük teferruâtına kadar tespit edilebilen tek insan, Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- olmuştur. İslâm kültüründe yazılan bütün eserler, bir kitabı, yâni Kur’ân-ı Kerîm’i; ve bir insanı, yâni Peygamber Efendimiz’i îzah edebilme gayretinin mahsûlüdür.
PEYGAMBERİMİZİN ÖRNEK ŞAHSİYETİ
Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm-’ın örnek şahsiyeti; berrak bir ayna gibidir ki, her insan o aynada iç âlemini, sözünü ve amelini, ahlâkını ve âdâbını seyredip seviyesini ve durumunu mîzân edebilir. Yine O’nun yetim çocukluktan başlayıp peygamberlik ve devlet reisliğine kadar bütün beşerî kademeleri kuşatan örnek hayatı; bütün renk, âhenk ve çeşnisiyle en müstesnâ çiçeklerle bezenmiş bir cennet bahçesini andırır ki, arayanlar, kendileri için güllerin en güzellerini o gülistanda bulabilirler.
MÂNEVÎ YÜKSELİŞİN YOLU
Ancak bu arayışın yegâne gönül sermâyesi, muhabbetle itaattir. Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, yaratılıştan gelen muhabbet temâyülünü olgunlaştırıp ulvîleştiren ilâhî muhabbetin tecellî merkezidir. İlâhî aşk tohumu, ancak Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm-’ın muhabbet toprağında yeşerip neşv ü nemâ bulabilir. Kulu, Allâh’a muhabbet deryâsına götürecek olan yegâne muhabbet pınarı O’dur. O’nun muhabbet iklîmi, nice taşlaşmış gönülleri bile bir mücevher sâfiyetine yükseltmiştir.
Mânevî bakımdan bu yükselişin yolu, Allah ve Rasûlü’ne olan muhabbeti bütün fânî muhabbetlerin üstünde tutmaya ve son nefese kadar bunu devam ettirme gayreti içinde olmaya bağlıdır.
Muhabbet-i Rasûlullâh’ı lâyıkıyla yaşamayanlar, gerçek muhabbetin tadını alamazlar. Bezm-i Âlem Vâlide Sultan, Cenâb-ı Hakk’ın, bu âlemi nûr-i Muhammedî muhabbeti sebebiyle halk ettiğini ne güzel ifâde eder:
Muhabbetten Muhammed oldu hâsıl,
Muhammed’siz muhabbetten ne hâsıl…
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, 40 Soru 40 Cevap, Erkam Yayınları, 2011