Emziren Anneler Dikkat!

Anne sütü için mısır gevreğinden, çok fazla unlu yiyeceklerden, maydanoz ve naneden kaçınmak gerektiğini belirten Dr. Fevzi Özgönül, aralarda çok fazla çay ve kahve içmek de süt üretiminin olumsuz etkilediğini söyledi.

Özgönül emziren bir annenin tüketmesi gereken besinleri şöyle sıraladı:

KAHVALTI ŞART

"Kahvaltı: Bir anne mutlaka kahvaltı yapmalıdır. Toplumda şekerli içecek ve yiyeceklerin anne sütünü arttırdığına dair çok yanlış bir inanış vardır. Şekerli içecekler ve tatlılar, sağlıklı gıdaların emilimini engellediği için, tam tersi süt üretiminde aksamalara yol açar. Kahvaltıda 1 tane kuru incir veya 1 tatlı kaşığı pekmez demir deposu olduğu için iyidir. 1 su bardağı da taze sıkılmış meyve suyu içilebilir. Bunlar dışında iştah ve istek olduğu ölçüde peynir, yumurta, zeytin, yeşillik ve diğer kahvaltılık ürünlerden yenilmelidir. Mısır gevreği ,çok fazla unlu yiyeceklerden,maydanoz ve naneden kaçınmak gerekir. Aralarda çok fazla çay ve kahve içmek de süt üretimini olumsuz etkiler, onun yerine doğadaki diğer doğum yapmış canlılar gibi su tüketimini arttırmak çok sağlıklıdır.

HAZMI KOLAY BESİNLER

Öğle Yemeği: Hazmı kolay ve besleyici değeri yüksek olan tencere yemeklerini, etli sebze yemeklerini, zeytinyağlıları tercih edelim. Su oranı yüksek olan ıspanak, pazı, kara lahana, yeşil fasulye gibi sebze yemeklerini özellikle tercih edelim, ayrıca her yemekle birlikte bol miktarda marul salatası çok iyi gelecektir. Sadece bazen süt üretimini azalttığı söylenen maydanoz ve naneden ayrıca kızartma ve çok yağlı, unlu ve şekerli yiyeceklerden uzak duralım.

GAZ OLUŞTURACAK YİYECEKLERDEN UZAK DURUN

Akşam Yemeği: Özellikle hazmı zor olan ve uyku düzenimizi bozabilecek ve gaz oluşturacak baklagillerden, meyve ve salata gibi çiğ sebzelerden uzak durmanızı öneririm. Akşam ideali çorba ile başlayıp, sonra açlığımız azalıncaya kadar pişmiş hafif bir sebze yemeği ile günü kapamaktır"

Bedenin en rahat ettiği durum, ihtiyacı olan tüm besinlerin ritmik şekilde bedene alındığı durum olduğunu kaydeden Özgönül, "Bebek beslenmesinde öğün atlamak, uzun açlık dönemleri, sindiremeden yeni gıdanın verilmesi, besleyici değeri düşük gıdaların verilmesi nasıl uygun değilse, aynı şekilde annenin beslenmesinde de bu kurallar geçerlidir".

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.