Emziren Annelere Beslenme Uyarısı!

Uzman Diyetisyen Pınar Kural, emziren anneleri beslenme konusunda uyardı.

Uzman Diyetisyen Pınar Kural emziren anneler için beslenme uyarılarında bulundu. Anneliğin her bayan için kuşkusuz ki tarifi mümkün olmayan harika bir duygu olduğunu belirten Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç, “Ancak doğum sonrası annelerde ve bebeklerde görülen gaz şikayetleri sıkıntılara yol açabilmektedir. Özellikle bebeklerde doğumdan iki hafta sonra başlayan ve dördüncü aya kadar devam eden gaz sancıları “infantil kolik “ olarak adlandırılır" dedi.

Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç, gaz problemi yaşanmaması için alınabilecek bazı önlemleri şöyle sıraladı:

-Emziren anneler kuru fasulye, karnabahar, lahana, soğan, portakal, limon, greyfurt gibi gaz yapan besinleri tüketmekten kaçınmalıdır.

-Çay, kahve,çikolata gibi kafein içeren besinler gaz yapıcı özelliğe sahiptir.Bunun yanı sıra bebekte uykusuzluğa ve huzursuzluğa neden olabilir.

-Süt, yoğurt, peynir gibi inek sütünden elde edilen besinler gaz problemi yapabilir . Emziren anneler bu besinleri deneyerek beslenme programına eklemelidir.

-Gaz problemi çok fazla oluyorsa çiğ olarak sebze ya da meyve tüketilmemelidir.Pişmiş meyve kompostoları ve haşlanmış sebzeler tercih edilmelidir.

-Papatya, rezene, meyan kökü, güvercin otu, oğulotu, nane gibi bitkilerin çayları ve baharatlardan kimyon gaz problemi için çözüm yolu olabilir.

-Emziren anneler emzirme sırasında göğüs değiştirmeden önce bebeğin gazını çıkarmalıdır.

-Gaz yapmaması için, kuru baklagiller önce haşlanıp suyu dökülmeli ve sonra pişirilmelidir.

-Mutlaka taze sıkılmış meyve suları tüketilmelidir.Gazlı içecekler ve hazır meyve sularından uzak durulmalıdır. Doktora danışmadan asla ilaç kullanılmamalıdır.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.