En Çok İş Hangi Sektörde?

TÜİK 2015 yılı sanayi ve hizmet istatistiklerini açıkladı. Buna göre girişim sayısı ve istihdamda en yüksek payı hizmet sektörü oluşturdu.

Geçici sonuçlara göre 2015 yılında faal olan girişimlerin yüzde 41,7'si hizmet sektöründe, yüzde 38,8'i ise ticaret sektöründe yer aldı. İstihdamda ise hizmet sektörü toplam istihdamın yüzde 36,8'ini oluştururken; sanayi sektörünün istihdam payı yüzde 28,8 oldu.

CİRODA EN YÜKSEK PAYI TİCARET SEKTÖRÜ ALDI

Ticaret sektörü ciroda yüzde 41,7'lik pay ile ilk sırada yer aldı. Girişimlerin en fazla yer aldığı ve istihdam payı en yüksek olan hizmet sektörünün ciro payı yüzde 15,7 iken sanayi sektörünün ciro payı %35,1 oldu.

SANAYİ SEKTÖRÜNDE CİRODA EN YÜKSEK PAYI İMALAT ALDI

Sanayi sektöründe, Avrupa Topluluğunda Ekonomik Faaliyetlerin İstatistiki Sınıflaması, (NACE) Rev. 2 kısım ayrıntısında ciroya göre imalat yüzde 81,8'lik paya sahip oldu. İmalatı yüzde 14,3'lük payla elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı takip etti. Madencilik ve taş ocakçılığı yüzde 2,2'lik, su temini, kanalizasyon, atık yönetimi ve iyileştirme faaliyetleri ise yüzde 1,7'lik paya sahip oldu.

HİZMET SEKTÖRÜNDE CİRODA ULAŞTIRMA VE DEPOLAMA ÖNE ÇIKTI

Hizmet sektöründe cironun yüzde 36,8'i ulaştırma ve depolama, yüzde 14,4'ü idari ve destek hizmet faaliyetleri, yüzde 12,8'i konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri, yüzde 11,8'i bilgi ve iletişim, yüzde 11,3'ü ise mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetlerde gerçekleşti.

İMALAT SANAYİ GİRİŞİMLERİNDE TEKNOLOJİNİN PAYI

Düşük teknoloji faaliyetlerinde yer alan bu girişimler, istihdamın yüzde 52,3'ünü, cironun yüzde 39,3'ünü oluşturdu.

Kaynak: Yeni Şafak

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.