En Doğru Tesettür Tarifi Nedir?

En doğru tesettür tarifi nedir? Günümüzün modern kıyafetleri tesettüre uygun mudur? Tesettürlü bir hanımın makyaj yapması câiz midir? İnternette, sosyal medyada başörtülü hanımların kendi fotoğraf ve videolarını yayınlamaları doğru mudur?

En doğru tesettür tarifi; Kurʼân-ı Kerîmʼde “cilbab” diye tâbir ediliyor. Cilbab da vücut hatlarını belli etmeyen örtüdür. Vücut hatlarını belli etmedikten sonra, mahallî örf ve kültüre göre çeşitli kıyafetler giymekte herhangi bir mahzur yoktur.

EN DOĞRU TESETTÜR TARİFİ

Tesettürden gaye, o hanımın nâ-mahreme karşı mahfî olması, yani kendini gizlemesi, örtmesi, âdeta şifrelemesidir. Müʼmin bir hanımefendi bu mahfîliğine hiçbir zaman halel getirmeyecek. Vücudunu manken gibi sergilemeyecek.

Müslüman bir hanım, yalnızca kocası için süslenebilir. Fakat süslenerek, hele de makyaj yaparak, kendisine haram olan kimselerin yanına aslâ çıkamaz.

Bilhassa genç kızlarımıza şu hadîs-i şerîfi hatırlatmak isteriz. Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyuruyorlar:

“Her göz (harama bakmakla) zinâ eder. Kadın, koku sürünüp (erkeklerin bulunduğu) bir meclisten geçtiği zaman, o da zinâ etmiş sayılır.” (Tirmizî, Edeb, 35/2786; Ebû Dâvûd, Tereccül, 7/4173)

Tesettür kendini nâ-mahrem bakışlardan korumaktır. Bir hanım örtünmekle; hanımlık haysiyetini, hayâ ve vakârını da korur. Müslüman bir hanımın vücut hatlarını belli eden kıyafetler giymesi, yahut kendisine haram olan kimseler için süslenmesi, tesettürün rûhuna aykırıdır.

Hele bir de sosyal medyada resimlerini, videolarını paylaşması, kendini bir mânâda vitrine etmesi demek olur ki, bu da çok yanlış bir davranıştır.

Fakat tesettür sadece hanımlara mahsus bir emir değildir. Erkekler de -aynı şekilde- kendileri için geçerli olan tesettür kâidelerine riâyet etmekle ve gözlerini haramdan korumakla mükelleftirler.

Nitekim Rabbimizʼin hem kadına hem de erkeğe bu husustaki emri gayet açık ve nettir:

(Rasûlüm!) Müʼmin erkeklere söyle, gözlerini (harama) dikmesinler, ırzlarını da korusunlar! Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz ki Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır.

Müʼmin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; nâmus ve iffetlerini esirgesinler. (Yüz ve el gibi) görünen kısımları müstesnâ olmak üzere, ziynet (yer)lerini teşhir etmesinler. Başörtülerini, tâ yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (müʼmin kadınlar), ellerinin altında bulunanlar (köleleri), erkeklerden, ailenin kadınına şehvet duymayan hizmetçi vb. tâbî kimseler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık husûsiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına ziynetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları ziynetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar. (Dikkatleri üzerine çekecek tarzda yürümesinler.)

Ey müʼminler! Hep birden Allâhʼa tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz.” (en-Nûr, 30-31)

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Rahmet Toplumu Hayırlı Gençlik 2, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

ALLAH NEDEN ÖRTÜNMEYİ EMRETTİ?

Allah Neden Örtünmeyi Emretti?

TESETTÜR NEDİR, NEDEN GEREKLİ?

Tesettür Nedir, Neden Gerekli?

İSLAM’DA ÖRTÜNMENİN (TESETTÜRÜN) HÜKMÜ

İslam’da Örtünmenin (Tesettürün) Hükmü

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.