En Fecî Hastalık
En fecî hastalık ve belâ, kalbin Hak’tan gâfil ve mahrum olmasıdır.
Rivâyete göre Îsâ -aleyhisselâm-, teninde alacalar bulunan ve hastalıktan iki şakağı da çökmüş bir şahsa rastladı. O şahıs, üzerindeki hastalıklardan âdeta habersiz bir hâlde kendi kendine:
“–Yâ Rabbî! Sana sonsuz hamd ü senâlar olsun ki, insanların pek çoğunu müptelâ kıldığın dertten beni halâs eyledin!..” diyordu.
Îsâ -aleyhisselâm-, muhâtabının idrak seviyesini anlamak ve mânevî kemâlini yoklamak maksadıyla ona:
“–Ey kişi! Allâh’ın seni halâs eylediği hangi dert var ki?!” dedi.
Hasta şöyle cevap verdi:
“–Ey Rûhullâh! En fecî hastalık ve belâ, kalbin Hak’tan gâfil ve mahrum olmasıdır. Şükürler olsun ki ben Cenâb-ı Hak ile beraber olmanın zevk, lezzet ve füyûzâtı içindeyim. Sanki vücûdumdaki hastalıklardan haberim bile yok...”
İşte Cenâb-ı Hak da bizleri, en fecî hastalık olan Hak’tan gâfil kalmaktan sakındırmakta, kullarına yakınlığını ve her an onlarla beraber olduğunu âyet-i kerîmelerde şöyle hatırlatmaktadır:
“…Nerede olursanız olun, O sizinle beraberdir...” (el-Hadîd, 4)
“…Biz ona (insana) şah damarından daha yakınız.” (Kāf, 16)
“…Şunu iyi bilin ki Allah, insan ile kalbi arasına girer…” (el-Enfâl, 24)
“Doğu da Allâh’ındır batı da. Nereye dönerseniz Allâh’ın yüzü (zâtı) oradadır...” (el-Bakara, 115)
ÎMÂNIN EN ÜSTÜN MERTEBESİ
Bu hususla ilgili olarak hadîs-i şerîfte de:
“Îmânın en üstün mertebesi, nerede olursan ol, Allâh’ın seninle beraber olduğunu bilmendir.” buyrulmuştur. (Heysemî, I, 60)
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Örnek Ahlakından 2, Erkam Yayınları, 2012
YORUMLAR