En Güzel Öğretmen

Beşer hayatının en ince noktalarına varıncaya kadar her alanında üsve-i hasene olan en güzel öğretmen Hz. Muhammed Mustafa (sav.)’dır.

En sevilen, en güzel öğretmen Hz. Muhammed Mustafa (sav.)’dır.

EN GÜZEL MUALLİM

En güzel, en zor mesleğin mihenk taşı... Kuyunun dibinde, insanlığını mumla arayanları, gökteki yıldızlar mertebesine çıkaran terbiyeci!..

Asrın damarlarından merhamet, vicdan ve insanlık çekildi. İnsanlık, bir kez daha Senin muallimliğine muhtaç…

Zamanın öğretmenlerine, “muallim” olmayı öğret!

Onlar, senin rehberliğinde, önce öğretecekleri ilmi, kendi kalplerinde ve fiillerinde sergilesinler. Talebenin gözlerinden yüreğindeki problemi görmeyi, onun derdiyle dertlenmeyi, derde merhem olmayı Seninle öğrensinler!

Onlara tedrîciliği, yavaş yavaş, sabırla, merhametle, insan kalbini ilmek ilmek ve leyyin lisanla dokumayı öğret!

Talebe hata yaptığında suçu önce kendinde aramayı, “Bana ne oluyor ki, sizi böyle görüyorum!” mesajındaki hikmeti öğret!

Diz dize, gönül gönüle oturmayı, her talebedeki cevheri görmeyi ve o cevherleri bir kaneviçe misâli sabırla işlemeyi öğret!

Sınıfımızdaki Ömerlerle dîni kuvvetlendirmeyi, Âişelerle dîni ikmâli, Ebubekirlerle kalbi eğitmeyi, Câferlerle tebliği hiç bilinmeyen coğrafyalara yaymayı, Fâtımalarla iffet ve takvâ ile zinetlenmeyi öğret!

Hep anlatan kuru bir nasihatçi değil, anlattığını yaşayan, hâli dilinin tercümânı olan muallimler olmayı öğret!

Tâviz vermeden dimdik durmayı, îmânı “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!” îkâzıyla süslemeyi öğret!

Hakkı ve hayrı tavsiye etmeyi, müjdelemeyi, sevmeyi ve dahî sevdirmeyi öğret!

Kur’ân-ı Kerîm’i, Cibrîl’in önünde tâlim ediyorcasına okumayı, ihsân kıvamında yaşamayı, onun nûrlu hükümleriyle münevver olmayı öğret!

Yargılamayı bırakıp takdir etmeyi; teşekkür beklemeyi değil, teşekkür etmeyi öğret!

El-Emîn vasfınla hâllenmeyi, şahsiyetinin güzelliği ile bütün insanlığın sîmâsında tebessüm olmayı öğret!

Bıkmadan bıktırmadan, yormadan yorulmadan her gönülde muhabbetle âbideleşmeyi öğret!

Kâinâtı okumayı ve okutmayı, ufuklara kanat çırpmayı… Azamet-i İlâhî’nin önünde “hiç” olmanın tadını almayı öğret!

* * *

Ey insanoğlunun bütün kemal vasıflarını şahsında toplayan “Ekmel”i!.. Bize kemâli öğret!

Ey her türlü cemâl ve hayranlık uyandıran güzelliklerin sahibi olan “Ecmel”i!.. Bize cemâli görmeyi öğret!

Ey beden ve rûhuyla mutlak güzelliğin zirvesini teşkil eden “Ahsen”i!.. Her şeyimizi en güzel hâle getirmeyi öğret bizlere!..

Kaynak: Rukiyye Gönüllü, Şebnem Dergisi, Sayı: 62

İslam ve İhsan

PEYGAMBERİMİZ NASIL BİR ÖĞRETMENDİ?

Peygamberimiz Nasıl Bir Öğretmendi?

PEYGAMBERİMİZİN 42 EĞİTİM METODU

Peygamberimizin 42 Eğitim Metodu

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.