En'âm Suresi 44. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kuran Meali ve Tefsiri

En'âm Suresi 44. ayeti ne anlatıyor? En'âm Suresi 44. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

En'âm Suresi 44. Ayetinin Arapçası:

فَلَمَّا نَسُوا مَا ذُكِّرُوا بِه۪ فَتَحْنَا عَلَيْهِمْ اَبْوَابَ كُلِّ شَيْءٍۜ حَتّٰٓى اِذَا فَرِحُوا بِمَٓا اُو۫تُٓوا اَخَذْنَاهُمْ بَغْتَةً فَاِذَا هُمْ مُبْلِسُونَ

En'âm Suresi 44. Ayetinin Meali (Anlamı):

Kendilerine verilen öğüt ve yapılan uyarıları unutunca, bu defa üzerlerine bütün nimetlerin kapılarını açtık. Nihâyet kendilerine verilen nimetler yüzünden iyice şımardıkları sırada, onları ansızın yakalayıverdik de birdenbire bütün ümitlerini yitirdiler.

En'âm Suresi 44. Ayetinin Tefsiri:

Bu yol bollukla imtihan yoludur. Şeytanın güzel gösterdiği çirkin işlere dalmaları sebebiyle peygamberlerin uyarılarını dikkate almayan, başlarına gelen darlık ve sıkıntıları da unutan bu toplumlara bu kez Allah belki şükrederler diye bol bol nimetler verdi, bütün nimetlerin kapılarını üzerlerine açtı. Her türlü rahatlıklar, sıhhatler, zaferler, başarılar, zevkler, safa ve eğlenceler hizmetlerine amâde oldu. Ne arzu etseler bulabilecek, ne isteseler yapabilecek bir hale geldiler. Kendilerine, bizzat kendi arzu ve iradelerinden başka yasak koyacak bir merci, bir güç görmüyorlardı. Onlar da Allah’ın bu nimetlerinin kıymetini bilip şükredecekleri yerde şımardılar. Tuttukları yolun iyi olduğuna ve bütün bunların kendi hakları olduğuna ve her türlü mesuliyetten azat olduklarına hükmettiler. Her şey kendilerininmiş, Allah ve âhiret yokmuş gibi zevk u sefaya daldılar. Tam böyle ferahlandıkları, şımardıkları, adeta “gel keyfim gel” dedikleri bir sırada Allah onları azabıyla yakalayıverdi. Bütün ümitleri kesildi. Büyük bir ümitsizlik ve tam bir mahrumiyet içinde donakaldılar. Ebedi bir pişmanlık ve hasret içine düştüler. Zulümleri sebebiyle kökleri kesildi, soyları, nesilleri kurudu. Arkalarında hiçbir kimse bırakılmadı, hepsi yok edildi ve bu şekilde zulümlerine son verildi. Kâfirlerin ve asilerin helak edilmesi, onların bozuk inançlarının ve kötü amellerinin uğursuzluğundan geride kalan yeryüzü ehli için bir kurtuluştur. Hamdi gerektiren büyük bir nimettir. Bu sebeple ayet “Âlemlerin Rabbi Allah’a hamdolsun!” (En‘âm 6/45) diye sona ermektedir.

Resûl-i Ekrem (s.a.s.): “Allah Teâlâ’nın, günah ve masiyetlere dalmış birine sevdiği dünya nimetlerini verdiğini gördüğün zaman bil ki bu, onu yavaş yavaş, farkına varmadan felakete sürüklemek içindir” buyurmuş, sonra da bu 44. âyeti okumuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 145)

Kullarını başlarına gelebilecek ceza ve musibetlere karşı uyaran Yüce Allah, elbette söyediklerini ve istediği her şeyi yapacak güç sahibidir: 

En'âm Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

En'âm Suresi 44. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...