En'âm Suresi 57. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
En'âm Suresi 57. ayeti ne anlatıyor? En'âm Suresi 57. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
En'âm Suresi 57. Ayetinin Arapçası:
قُلْ اِنّ۪ي عَلٰى بَيِّنَةٍ مِنْ رَبّ۪ي وَكَذَّبْتُمْ بِه۪ۜ مَا عِنْد۪ي مَا تَسْتَعْجِلُونَ بِه۪ۜ اِنِ الْحُكْمُ اِلَّا لِلّٰهِۜ يَقُصُّ الْحَقَّ وَهُوَ خَيْرُ الْفَاصِل۪ينَ
En'âm Suresi 57. Ayetinin Meali (Anlamı):
De ki: “Hiç şüphesiz ben Rabbimden gelen apaçık bir delile dayanmaktayım, fakat siz onu yalanladınız. Bir an önce gelmesini istediğiniz o azap benim elimde değildir. Hüküm ancak Allah’a aittir. O, gerçek ne ise hep onu buyurur. Her konuda dâimâ en iyi hükmü veren, doğru ile eğriyi ayıran yalnız O’dur.”
En'âm Suresi 57. Ayetinin Tefsiri:
Peygamber,
Rabbi’nin kendisine bildirdiği apaçık bir delil, kesin bir bilgi ve belgeye
sahiptir. Ona dayanarak peygamber olduğunu söyler ve davetini ilan eder. Allah
Resûlü (s.a.s.)’in en büyük delili ise şüphesiz Kur’ân-ı Kerîmdir. Münkirler
bunu yalanlamış, onun Allah kelamı olduğunu inkâr etmiş, bu sebeple Resûlullah
(s.s.s.)’e inanmamışlardır. Onlar bu kadarla da yetinmeyerek: “Allahım! Eğer
bu Kur’an, senin katından gelen gerçek bir kitap ise, hiç durma hemen üzerimize
gökten taş yağdır veya bize elem verici bir azap gönder” (Enfâl 8/32)
diyorlardı. Yine zaman zaman: “Eğer doğru söylüyorsanız bizi tehdit edip
durduğunuz bu kıyâmet ne zaman?” (Yâsîn 36/48) diyerek azabı acele
istiyorlardı. Onların bu taleplerine karşılık Peygamber Efendimiz, azabın bir
an önce indirilmesiyle alakalı herhangi bir yetkisinin olmadığını, bu hususta
tek irade, yetki ve hüküm sahibinin Allah olduğunu ve O’nun doğruyu eğriden
ayıracak en hayırlı hükmü vereceğini bildirmektedir.
Eğer
azabı indirme yetkisi Allah’ın değil de Peygamber’in elinde olsaydı sonuç ne
olurdu:
En'âm Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
En'âm Suresi 57. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...