Enâm Suresinin 92. Ayeti Ne Anlatıyor?

KUR’ÂNIMIZ

En‘âm suresinin 92. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? Kur’an’ın, Allah'ın tüm insanlığa bir hitabı olduğunu bildiren En‘âm suresinin 92. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz.

Ayet-i kerimede buyrulur:

وَهٰذَا كِتَابٌ اَنْزَلْنَاهُ مُبَارَكٌ مُصَدِّقُ الَّذ۪ي بَيْنَ يَدَيْهِ وَلِتُنْذِرَ اُمَّ الْقُرٰى وَمَنْ حَوْلَهَاۜ وَالَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِالْاٰخِرَةِ يُؤْمِنُونَ بِه۪ وَهُمْ عَلٰى صَلَاتِهِمْ يُحَافِظُونَ

Bu (Kur’an), Ümmü’l-kurâ (Mekke) ve çevresindekileri uyarman için sana indirdiğimiz, kendisinden öncekileri doğrulayıcı mübarek bir kitaptır. Ahirete inananlar buna da inanırlar ve onlar namazlarını kılmaya hakkıyla devam ederler. (En‘âm, 6/92)

KUR’AN, ALLAH'IN TÜM İNSANLIĞA BİR HİTABIDIR

Bilgi:

Bir ilahî kitap olarak Kur’an Allah’ın sözüdür, sözlerin en güzeli ve en yücesidir. Daha önce insanlığa gönderilen ilahî kitapların Allah tarafından gelen bozulmamış hâllerini doğrular Kur’an. Onunla ilahî buyruk ve mesaj tamamlanmıştır. Kur’an bozulmamış, ilahî koruma altına alınmıştır. O hem Mekke hem de onun çevresi yani tüm insanlık için gönderilmiş bir kitaptır. Kur’an’la hak ve batıl belli olmuştur. Ahirete iman edenler, Kur’an’a da iman eder ve Rablerine bağlanıp ibadet ederler.

Mesaj:

Mümin, Kur’an’ın, kendisine gönderilmiş ilahî bir kitap olduğunun bilincindedir ve başta namaz olmak üzere Kur’an’ın tüm emirlerini yerine getirir.

Kelime Dağarcığı:

Mübarek: Maddî ve manevî açıdan hayır getiren, bereketli.

Ümmü’l-kurâ: Şehirlerin anası, çevresinin merkezi olan şehir, Mekke.

Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler

TEFSİR

  1. İşte bu Kur’an, kendinden önceki kitapları doğrulayan, şehirlerin anası olan Mekke halkını ve çevresinde bulunan herkesi uyarman için indirdiğimiz feyiz ve bereket kaynağı bir kitaptır. Âhirete inananlar ona da inanır ve namazlarını vaktinde dosdoğru kılmaya devam ederler.

Evet, işte Kur’an Allah’ın Hz. Muhammed (s.a.s.)’e indirdiği bir kitaptır. O, öyle görmezlikten gelinecek, hiçe sayılacak, inkâr edilecek bir kitap değildir. Aksine o “mübârektir”; hayrı çok, bereketli, mukaddes ve faydası daimî olan bir kitaptır. Kendisine inanıp, talimatları istikametinde yaşayanların dünya ve âhiret hayatları için feyiz, bereket, mutluluk ve huzur kaynağıdır. Kur’an, insanlığa armağan edilen ilk ilâhî kitap da değildir. Ondan önce de ilâhî kitaplar gelmiştir ve Kur’an onları tasdik etmekte, teyid etmekte ve doğruyu yanlıştan ayırmaktadır. Dolayısıyla onlardaki nur ve hidâyet Kur’an’ın tasdikinden geçerek artacak, kuvvetlenecek ve gelişecektir.

İslâm’ın tebliğcisi Hz. Muhammed (s.a.s.) de, önce özellikle dinî mânada bütün şehirlerin anası olan Mekke halkını, sonra da peyderpey onun civarında bulunan bütün dünya halklarını bu Kur’an ile uyarmak, yaratılış hedeflerini unutup gaflete düşmüş kitleleri sarsıp kendine getirmek ve gittikleri bâtıl yolların hazin akibetini kendilerine hatırlatmakla vazifelendirilmiştir. Ancak Kur’an’a inanacak kimseler, dünyaya tapan ve şehvetlerinin kölesi olanlar değil, dünya hayatının ötesinde âhiretin olduğuna inanan ve bunun korku ve ümidini yüreğinde taşıyanlar olacaktır. Kur’an’a inanıp onun muhtevasında hayat sürenler ise insanlar arasında dindarlıkları, Allah’a kullukları ve özellikle de namazı vaktinde, şartlarına dikkat ederek kılmalarıyla temayüz edeceklerdir.

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com