Enfal Suresinin 29. Ayeti Ne Anlatıyor?

KUR’ÂNIMIZ

Enfal suresinin 29. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? Nice güzelliklerin anahtarını haber veren âyet; Enfal suresinin 29. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...

Ayet-i kerimede şöyle buyrulur:

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِنْ تَتَّقُوا اللّٰهَ يَجْعَلْ لَكُمْ فُرْقَانًا وَيُكَفِّرْ عَنْكُمْ سَيِّـَٔاتِكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْۜ وَاللّٰهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظ۪يمِ

Ey iman edenler! Allah’a saygıda (takvâ) kusur etmezseniz, O size iyi ile kötüyü ayırt edecek bir temyiz kabiliyeti verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allah, büyük lütuf sahibidir. (Enfâl, 8/29)

EŞSİZ HAZİNELERİN ANAHTARI: “TAKV”

Bilgi:

Takvâ Allah’a -celle celâlühû- karşı saygılı olmak, O’nun emirlerine uygun yaşayıp rızasına aykırı davranmaktan sakınmaktır. Âyette, takvâ üzere yaşayanlara Allah’ın özel lütuflarından söz edilmektedir. Bunlar; Allah’ın, onlara hak ile batılı, doğru ile yanlışı ayırmalarını sağlayan bir akıl, sezgi gücü ve temyiz kabiliyeti vermesi, onların günahlarını örtmesi ve bağışlamasıdır. Aklın ve vicdanın, işlevlerini amaca uygun ve doğru bir şekilde yerine getirmesi için takvânın tavsiye edilmiş olması, müminler için önemli bir fırsat ve imkân sunmaktadır.

Mesaj:

  1. Takvâ, Allah’ın razı olduğu müminlerin bir özelliğidir.
  2. Takvâ üzere bir hayat, ideal bir mümin hayatıdır.

Kelime Dağarcığı:

Furkân: Hakkı batıldan, iyiyi kötüden ayıran.

Seyyie: Günah, kötülük.

Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler

TEFSİR

  1. Ey iman edenler! Eğer Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız size hakkı bâtıldan, doğruyu yanlıştan ayıracak şaşmaz bir ölçü verir, günahlarınızı örter ve sizi bağışlar. Çünkü Allah, pek büyük lutuf ve ihsân sahibidir.

Bu âyette takvânın, sahibine sağladığı üç mühim fayda haber verilir:

Birincisi; Allah, kendinden korkan, buyruklarına karşı gelmekten sakınan böyle kullarına hakkı bâtıldan, iyiyi kötüden, hayrı şerden ve doğruyu yanlıştan ayırabilecek şaşmaz bir ölçü ve derin bir anlayış kuvveti ihsan eder.

Nitekim mânevîyat ve hâl sahibi kadınlardan Rabia b. İsmâil şöyle demektedir:

“Kul Allah’a ibâdet ederse, Cebbâr olan Allah da ona yaptığı hataları bilmeyi nasip eder. Dolayısıyla o kul yanlış hareketlerini düzeltmeye başlar. Halkı bırakır, kendi ayıplarıyla meşgul olur.” (Velîler Ansiklopedisi, I, 217)

Câfer b. Sâdık, Ebû Hanife’ye şunu sormuştu:

“- Akıllı kimdir?”

­“- İyilik ile kötülüğün arasını ayıran.”

“- Hayvanlar da ikisinin arasını ayırabiliyorlar, kendilerini dövenle ot vereni birbirinden ayırt edebiliyorlar.”

“- Şu hâlde sana göre akıllı kimdir?”

“−İki iyilik ile iki kötülüğün arasını ayırıp, iki iyiden daha iyisini, iki kötülükten daha ehven olanını tercih eden!” (Tezkiretü’l-Evliyâ, I, 54)

İkincisi; onların daha önce işlemiş oldukları günahlarını örter; görmezden gelir.

Üçüncüsü; âhirette de onların kalan bütün günahlarını bağışlar. Çünkü Allah, çok büyük ihsan, ikram ve lutuf sahibidir.

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com