Enfal Suresinin 45. Ayeti Ne Anlatıyor?

Enfal suresinin 45. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? Zaferin nasıl kazanılacağını bildiren âyet; Enfal suresinin 45. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...

Ayet-i kerimede buyrulur:

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِذَا لَق۪يتُمْ فِئَةً فَاثْبُتُوا وَاذْكُرُوا اللّٰهَ كَث۪يرًا لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَۚ

Ey iman edenler! Bir düşman birliği ile çatıştığınız vakit sebat ediniz ve Allah’ı çokça anınız ki zafer sizin olsun. (Enfâl, 8/45)

ZAFER, SABRIN VE ZİKRİN MEYVESİDİR

Bilgi:

Bedir savaşında zafer, Allah’ın mucizevî yardımlarıyla kazanılmıştı. Aksi takdirde bu ilk savaşta Müslümanların yenilmesi, İslam’ın da tarih sahnesinden silinip gitmesi söz konusuydu. Ancak Müslümanların zaferleri hep böyle olağanüstü yardımlarla da sürüp gidemezdi. Onların da ilahî kanunlara, yani başarının herkes için geçerli olan kriterlerine göre hareket etmeleri gerekiyordu. İşte âyetin beyanına göre, başarıya ve zafere ulaştıran hususlar, zorluklar karşısında sabır ve sebat, Allah’ı devamlı anmak ve asla unutmamaktır.

Mesaj:

  1. Başarının herkes için geçerli şartı; çalışma, sabır ve sebattır.
  2. Biz üzerimize düşeni yaptıktan sonra Allah’ın yardımı gelecektir.

Kelime Dağarcığı:

Sebat: Sabırlı, istikrarlı olmak.

Felah: Kurtuluş, başarı.

Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler

TEFSİR

  1. Ey iman edenler! Düşman ordusuyla karşılaştığınız zaman sebât edin, dayanın ve Allah’ı çok çok zikredin ki başarıya erebilesiniz.

Savaşta zafere erişmenin iki mühim düstûru şudur:

›  Düşmanla çarpışma esnasında sebât edip mukavemet göstermek; sırt çevirip savaştan kaçmamak. (bk. Enfâl 8/15-16)

›  Allah Teâlâ’yı çok çok zikretmek. Çünkü kalplerin korkuya kapıldığı bir hengâmede Allah’ı zikretmek, kalbe kuvvet verir ve sebat etmeye yardımcı olur. Demek ki, savaşta kalp yakîn üzere, dil ise zikir üzere sebât etmeli ve yine dillerden, Tâlût’un ordusunun yaptığı şu dua dökülmelidir:

“Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sağlamlaştır ve kâfirler gürûhuna karşı bize yardım et!” (Bakara 2/250)

Fakat savaşta bu manevî hali yaşamak ve bunu devam ettirebilmek, ancak mârifetullahın kalpte tam olarak yer etmesine ve keskin bir basîrete sahip olmaya bağlıdır.

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com

İslam ve İhsan

İSLAM'DA ZAFER VE BAŞARININ TEMEL ŞARTI

İslam'da Zafer ve Başarının Temel Şartı

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.