Enfal Suresinin 60. Ayeti Ne Anlatıyor?
Enfal suresinin 60. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? Allah’ın düşmanlarını korkutup caydırmak için güçlenip savaş hazırlığı yapmak gerektiğini bildiren âyet; Enfal suresinin 60. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...
Ayet-i kerimede buyrulur:
وَاَعِدُّوا لَهُمْ مَا اسْتَطَعْتُمْ مِنْ قُوَّةٍ وَمِنْ رِبَاطِ الْخَيْلِ تُرْهِبُونَ بِه۪ عَدُوَّ اللّٰهِ وَعَدُوَّكُمْ وَاٰخَر۪ينَ مِنْ دُونِهِمْۚ لَا تَعْلَمُونَهُمْۚ اَللّٰهُ يَعْلَمُهُمْۜ وَمَا تُنْفِقُوا مِنْ شَيْءٍ ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ يُوَفَّ اِلَيْكُمْ وَاَنْتُمْ لَا تُظْلَمُونَ
Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve onların gerisinde olup sizin bilmediğiniz, ama Allah’ın bildiklerini korkutup caydırmak üzere, onlara karşı elinizden geldiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda harcadığınız her şeyin karşılığı, zerrece haksızlığa uğratılmadan size tastamam ödenecektir. (Enfâl, 8/60)
HAZIR OL CENGE, İSTERSEN SULH-U SALÂH!
Bilgi:
İslam’a göre savaşa hazırlanmanın amacı; haksız, zalim ve saldırgan güçlerin zararlarını engellemektir. Bu da düşmandan daha güçlü olmakla mümkündür. Zîra barış, ancak bunu isteyenlerin caydırıcı güce sahip olmalarıyla gerçekleşebilir. Âyetteki “Savaş atları hazırlayın”, ifadesi sembolik bir ifade olup, buradan anlaşılması gereken; başarı ve zaferi gerçekleştirmek için çağın ulaştığı en son bilimsel ve teknolojik imkânlardan yararlanarak düşmana karşı en etkili silahlarla, her türlü askerî eğitim, savunma ve savaş stratejisi hazırlığı yapmaktır.
Mesaj:
- Barışın ve huzurun hâkim olması için kötülerin kötülüklerine engel olabilecek her türlü hazırlığı yapmalıyız.
- Müslümanlar her açıdan güçlü olmak zorundadır. Manevî kalkınma ile birlikte maddî kalkınma da asla ihmal edilmemelidir.
Kelime Dağarcığı:
Adüvv: Düşman.
İnfak: Harcamak, yardım etmek, fedakârlıkta bulunmak.
Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler
TEFSİR
- Ey mü’minler! Düşmanlarınıza karşı bütün imkânlarınızı seferber ederek kuvvet hazırlayın ve beslenmiş, eğitilmiş savaş atları yetiştirin. Böylece, Allah’ın düşmanlarını, sizin düşmanlarınızı ve bunların dışında sizin bilmediğiniz fakat Allah’ın bildiği diğer düşmanları korkutun. Allah yolunda ne harcarsanız karşılığı size tastamam ödenir ve hiçbir haksızlığa uğramazsınız.
Müslümanlar, Allah ve Peygamber düşmanlarıyla savaşabilmek, onları korkutup şerlerinden emin olabilmek için yeterli, donanımlı bir askeri güce sahip olmalıdırlar. Dünyada ayakta kalabilmenin ve Allah’ın rızâsına uygun davranan bir fert, bir toplum, bir devlet ve bir ümmet olabilmenin en mühim şartlarından biri budur.
Şâir ne güzel söyler:
“Bu mesel ile bulur cümle düvel fevz ü felâh
Hâzır ol cenge eğer ister isen sulh ü salâh.” (Abdülhak Molla)
“Bütün devletler, şu atasözünü kendilerine düstûr edinirlerse kurtuluşun yolunu bulurlar: Eğer sükûn içinde ve rahat yaşamak istiyorsan dâimâ savaşa hazır bulunmalısın.”
Bu bakımdan âyetteki “kuvvet” kelimesi, muhteva ve şumûl bakımından son derece geniş bırakılmıştır. Allah Resûlü (s.a.s.) kuvveti, “atmak” olarak tefsir etmiştir. (Müslim, İmâre 167; Ebû Dâvûd, Cihad 23) Maksat, düşmana karşı üstünlük vesilesi olacak her türlü hazırlıktır. Savaş için gerekli silahlar, diğer araç ve gereçler, askerî eğitim, savunma ve savaş stratejisi gibi müdafaa ve galibiyet için lazım olan her türlü askeri güç ve imkânlardır. Ancak âyet-i kerîmede, Kur’ân-ı Kerîm’in indiği zamanda en mühim savaş vasıtalarından olan “at yetiştirme” misal olarak verilmektedir.
İslâm’da aslolan savaş değil barıştır.
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com