Enfal Suresinin 64. Ayeti Ne Anlatıyor?

Enfal suresinin 64. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? Dost ve yardımcı olarak Allah’ın yettiğini bildiren âyet; Enfal suresinin 64. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...

Ayet-i kerimede buyrulur:

يَٓا اَيُّهَا النَّبِيُّ حَسْبُكَ اللّٰهُ وَمَنِ اتَّبَعَكَ مِنَ الْمُؤْمِن۪ينَ۟

Ey Peygamber! Sana ve sana tâbi olan müminlere Allah yeter. (Enfâl, 8/64)

DOST VE YARDIMCI OLARAK ALLAH YETER

Bilgi:

Ayeti, “Allah, sana ve sana tâbi olan müminlere yeter.” şeklinde anlamak mümkün olduğu gibi “Allah ve sana tâbi olan müminler, sana yeter.” şeklinde anlamak da mümkündür. Bunların ilkinden, Allah’ın destek ve yardımının, Hz. Peygamberle birlikte onun yolundan gidenleri de kapsadığı anlaşılır. İkincisinden ise Allah’ın ve sadık müminlerin, her daim Hz. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in destekçisi olduğu anlaşılmaktadır. Her iki anlama göre de Allah, Hz. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e ve ona tâbi olanlara moral ve güvence vermekte, Allah’ın rızası yolunda oldukları müddetçe zaferin kendilerinde olacağını müjdelemektedir.

Mesaj:

Allah’ın yardım ve desteğini almamız, Hz. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in öğretilerine tâbi olmamıza bağlıdır.

Kelime Dağarcığı:

İttibâ: Uymak, tâbi olmak.

Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler

TEFSİR

  1. Ey Peygamber! Allah sana da, sana tâbi olan mü’minlere de yeter!

Bu âyet-i kerîmeye iki şekilde mâna vermek mümkündür:

›  Rasûlüm! Sana Allah ve sana tabi olan mü’minler yeter: 62. âyetteki “Seni yardımıyla ve mü’minlerle destekleyen O’dur” beyânı, bu mânaya işaret eder.

›  Rasûlüm! Allah sana da sana tabi olan mü’minlere de yeter: Buna göre; 62. âyette Allah’ın Peygamberimize olan hususi yardımı, bu âyette ise hem Peygamberimize hem de bütün mü’minlere umûmî yardımı haber verilir.

Her iki mânaya göre de âyet, Peygamberimiz ve onun yolunu takip eden mü’minlere Allah’ın yardımını, zaferini müjdelemekte ve onların morallerini yükseltmektedir.

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com

İslam ve İhsan

ALLAH’IN YARDIMI NEREDEDİR?

Allah’ın Yardımı Nerededir?

ALLAH’IN YARDIMI İLE İLGİLİ AYETLER

Allah’ın Yardımı ile İlgili Ayetler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.