Engelleri Çalışarak Aşıyorlar

Trabzon'un Ortahisar ilçesinde Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulunca açılan kursa katılan zihinsel ve bedensel engelliler hem unutulmaya yüz tutmuş ayakkabıcılık sanatını öğreniyor hem de üreterek sosyal hayata katılmanın hazzını yaşıyor.

Trabzon'da, el becerilerinin geliştirilmesi ve sosyal hayata daha fazla katılımlarının sağlanması amacıyla açılan ayakkabıcılık kursuna katılan engelliler, üreterek özgüven kazanıyor.

Ortahisar Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulu ek hizmet binasındaki atölyelerde, 12 ay boyunca zihinsel ve bedensel engellilere ayakkabı üretimine yönelik eğitim veriliyor.

Eğitimlere katılarak işin inceliklerini öğrenen ve yaklaşık bir çift ayakkabıyı yaklaşık 4 günde tamamlayabilen engelliler, hem meslek öğreniyor hem de zamanla unutulan ayakkabıcılık sanatının yaşatılmasına katkı sağlıyor.

Kurslar sayesinde birbirleri ve çevreleriyle iletişim kurarak daha da sosyalleşen engellilerin, kadın, erkek ve çocuklar için yaptıkları birbirinden farklı modeldeki ayakkabılar, aynı binada açılan stantta satışa sunuluyor.

Kursa halen yaşları 18-27 arasında değişen 25 zihinsel ve bedensel engelli genç katılıyor.

Ortahisar Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulu Ayakkabı Atölyesi Alan Şefi Vural Aliyazıcı, ek hizmet binasında kuyumculuk, ahşap teknolojisi, ayakkabı ve dokuma sanatı üzerine atölyelerinin bulunduğunu söyledi.

Ayakkabıcılığın Trabzon'un kaybolmaya yüz tutmuş bir el sanatı olduğuna dikkati çeken Aliyazıcı, bu sanatı kursiyerlerle yaşatmaya çalıştıklarını dile getirdi.

Aliyazıcı, kursa genellikle eğitilebilir zihinsel engelli bireylerin katıldığını belirterek, "Temel hedefimiz kursiyerlerimizi Mesleki Eğitim Merkezine yönlendirebilmektir. Burada kalfalık ve ustalık belgelerini almaları için destek veriyoruz. Genellikle kaymakamlıklar toptan ayakkabı alımı için ihalelere giriyor. Biz de sipariş üzerine ayakkabıları yapıyoruz. Bu şekilde de çocuklarımız cep harçlıklarını kazanıyor." dedi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.