Erbilli Türkmen Hafız, Din İlimlerine Adadığı Evinde 400 Talebe Yetiştiriyor

Irak’ın Erbil kentinde yaşayan 68 yaşındaki Türkmen Hafız Hacı Abdulbasıt, din ilimlerine adadığı evinde yüzlerce talebinin yetişmesini sağlıyor.

Erbilin Kaleli Türkmeni Abdulbasıt, iki katlı evini kendisi gibi hafızların yetişmesi için din ilimleri merkezine dönüştürdü.

Gönüllü olarak 30 hocanın 8 ayrı sınıfta verdiği dini derslere 400 talebe katılıyor.

Abdulbasıt, dindar bir aileden geldiğini ve kendisinin de gençliğinde bir hafız okulundan mezun olduğunu söyledi.

7 yılda Kur'an-ı Kerim’i ezberlemeyi tamamladığını belirten Abdulbasıt, “Hafızlık bana çok tesir etti. Eğer Allah bana ömür verirse, Kur'an’ın hakkını vermek ve İslam’a borçlu olduğumu düşündüğüm için din eğitimi veren bir yer açmayı düşündüm.” diye konuştu.

Abdulbasıt, bir bina almaya ekonomik gücü yetmediği için kendi evini hafızlık eğitimi verilmesi için din eğitimi merkezine adadığını aktardı.

GÖNÜLLÜ HOCALAR ÜCRETSİZ EĞİTİM VERİYOR

Erkek, kadın ve çocukların ayrı sınıflarda ücretsiz eğitim aldığını dile getiren Abdulbasıt, “Burada 8 sınıf, 400 öğrenci ve 30 da eğitmenimiz var. Eğitmenlerimiz kendi imkanlarıyla, uzak yerlerden buraya ders vermeye geliyor. Hepsi de gönüllülük esasıyla çalışıyor.” ifadelerini kullandı.

Abdulbasıt, 4 ay süren ilk ders döneminin bittiğini ve ikinci dönemin başladıklarını belirterek, “Eğitimin içeriği Kur'an-ı Kerim okumak, tecvid, hadis ve adap gibi derslerden oluşuyor.” dedi.

Merkezdeki eğitim masraflarına bazı vatandaşların da katkı sunduğunu vurgulayan Abdulbasıt, mevcut yerlerinin yetersiz olduğunu ve evinin bahçesinde bir başka bina daha inşa etmeyi planladıklarını söyledi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.