Erciş'te "teröre Lânet ve Kardeşliğe Davet" Yürüyüşü Yapıldı

Van'ın Erciş ilçesinde sivil toplum kuruluşları, siyasi parti temsilcilerinin işbirliğiyle "Teröre Lânet ve Kardeşliğe Davet" yürüyüşü yapıldı.

Kara Yusuf Paşa Camisi önünde bir araya gelen binlerce vatandaş, "Şehitler ölmez vatan bölünmez", "Kahrolsun PKK", "Türk Kürt kardeştir, PKK kalleştir", "Ne mutlu Türk'üm diyene" sloganları atarak Hükümet Konağı önündeki 15 Temmuz Demokrasi ve Şehitler Meydanı'na kadar yürüdü.

Erciş Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Mehmet Şirin Yaşar, burada yaptığı konuşmada, 15 Temmuz sürecinde meydanı boş bırakmayan ilçe halkının terör saldırılarına karşı da aynı duruşu sergilediğini söyledi.

İlçe halkının birlik ve beraberliğinin en güzel örneğini ortaya koyduğunu aktaran Yaşar, Ercişlilerin 15 Temmuz'da da ülkenin başına örülmeye çalışılan çorap karşısında direndiğini ifade etti.

"BURADAKİ FOTOĞRAF BİRLİĞİN FOTOĞRAFIDIR"

Erciş halkının, soğuk bir aralık gününde Türk, Kürt el ele vererek ilçedeki Demokrasi Meydanı'nı doldurduğunu belirten Yaşar, şöyle devam etti:

"Çünkü Ercişliler yeryüzünde Kürt'ün Türk'ten, Türk'ün de Kürt'ten başka dostu olmadığını çok iyi bilir. Ay yıldızlı bayrağımızın üzerinde Türk'ün de Kürt'ün de kanı var. Çünkü Galiçya'da, Çanakkale'de, Yemen'de bu coğrafyanın dört bir bucağında Türk ve Kürt, yan yana kanını döktü. Buradan 79 milyon kardeşimize Ercişliler adına sesleniyorum. İşte Kürt dediğiniz bu alandaki Kürt'ür. Buradaki fotoğraf birliğin, beraberliğin fotoğrafıdır. Selam olsun 79 milyona Erciş'ten selam olsun. Bu vatan için kanını döken yiğitlere selam olsun. İstanbul, Ankara'daki, Diyarbakır'daki şehitlerimize selam olsun. Şu an Suriye'de El Bap'ta ölüm kalım mücadelesi veren vatanımızın müdafaasını hudutlarımız dışından da yapılacağını gösteren yiğitlerimize selam olsun."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.