Erken Kalkmak İçin Okunacak Dua

Erken kalmak için okunacak dualar. Erken kalkmak istiyorsanız yatmadan önce bu duaları okuyabilirsiniz.

Her kim gece yatarken:

“Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. O’nu ne uyuklama tutar ne de uyku! Allah’ım, gözümü uyanık kıl, kalbimi nurlandır, benden çok uyumayı ve gaflet ağırlığını gider!” duâsını okuyup erkenden uyanmak niyetiyle yatar ise bi-iznillahi teâlâ dilediği saatte uyanır. Uyandığı zaman hemen kalkıp abdest alır, ibâdetine başlar.

UYUMADAN ÖNCE ABDEST ALMAK VE SAĞ TARAFA YATMAK

Buhâri’nin Berâ bin Âzib -radıyallahu anh-’dan rivayet ettiğine göre Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuşlardır: “Yatağa varmak istediğinde namaz için aldığın gibi bir abdest al, sonra sağ tarafın üzerine yat, sonra şöyle de:

Türkçe Okunuşu: Allahümme eslemtü nefsi ileyke veveccehtü vechi ileyke vefevveztü emri ileyke veelce'tu zehri ileyke. Rağbeten ve rahbeten ileyke. La melcae velamenca minke illa ileyke. Amentü bikitabikellezi enzelte venebiyyikellezi erselte.

Manası: “Ey Rabbim, bütün varlığımı sana teslîm ettim, işimin tasarrufunu sana havale ettim, yönelişim sanadır, korkum da ancak sendendir, senin azâbından kaçıp sığınılacak ancak yine senin rahmetindir. İndirdiğin kitabına ve gönderdiğin Resulüne îmân ettim ey Rabbim!” demektir. Bunları söyler de uyur, o gecede ölür isen fıtrat üzere ölmüş olursun. Uyumadan evvel bunlar son sözlerin olsun.” (Buharî, Deavât, 7)

YATAĞA GİRİNCE OKUNACAK DUA

Yine Buhârî’nin Ebû Hüreyre -radıyallahu anh-’dan rivayet etdiğine göre Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: “Sizden herhangi biriniz yatağına vardığı vakit elbisesiyle yatağının üzerini silkelesin, yani temizlesin, çünkü o vakte kadar ne olduğunu bilmez; yani yatağında akrep vesâir gibi eza verici şeyler bulunmuş olabilir. Sonra yatağına girince şöyle desin:

“Senin isminle ey Rabbim yanımı yere koydum. Yine senin yardımınla kaldırırım. Eğer ruhumu alıkorsan (öldürürsen) ona rahmet eyle, eğer tekrar verirsen onu sâlihleri muhafaza ettiğin şeyle muhafaza eyle.” (Buharî, Deavât, 13)

PEYGAMBERİMİZ YATAĞA YATTIĞINDA ŞU DUAYI EDERDİ

Yine Buhârî’nin Hüzeyfe -radıyallahu anh-’dan rivayet etdiğine göre, Hüzeyfe şöyle demiştir: “Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz yatağına vardığında şöyle derlerdi:

“Senin isminle ölür, Senin isminle dirilirim ey Allah’ım!” (Buhârî, Deavât, 8; Müslim, Zikir, 59)

İbn-i Abbâs -radıyallahu ahn-’dan mervidir ki: Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır: “Eğer bir kimse kendi haremine yaklaşırken besmeleden sonra:

«Ya Rab beni şeytandan uzaklaştır, şeytanı da bize in’âm ve ihsan buyurduğun şeyden uzaklaştır» demiş olsa, sonra o zevceyn arasında evlâd takdîr olunursa o çocuğa ebediyyen şeytan zarar veremez.” (Buhârî, Deavât, 54)

UYURKEN BİR TARAFTAN DİĞER TARAFA DÖNDÜĞÜNÜZDE OKUYACAĞINIZ DUA

Peygamberimiz -sallallahu aleyhi ve sellem- gece bir tarafından diğer tarafına dönünce:

“Vâhid ve Kahhâr olan Allah’tan başka ilah yoktur. O, göklerin yerin ve ikisinin arasındaki herşeyin Rabbidir. O, Azîz ve Gaffâr’dır / üstün ve çok affedicidir.” derlerdi. (Hâkim, I, 724/1980)

Kaynak: Mahmud Sami Ramazanoğlu, Dualar ve Zikirler, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.