Erzurum ‘ecdadına Saygı’ İçin Yürüdü

Erzurum’da, sabah namazı sonrası elinde bayrak, dilinde tekbir ile genç ve yaşlı binlerce Türk, tarihte “93 Harbi” olarak bilinen 142 yıl önceki Osmanlı-Rus Savaşı’nın yaşandığı Aziziye Tabyaları’na yürüdü.

Anadolu’nun en önemli şehirlerinden olan ve bu nedenle “İslam’ın kilidi” olarak adlandırılan Erzurum’da binlerce yurttaş, 142 yıl önceki Osmanlı-Rus Savaşı’nda vatan savunması için “Mehmet”inin yardıma koşan ecdadının izinde aynı ruh ve heyecanla Topdağı’ndaki Aziziye Tabyaları’na “saygı yürüyüşü” gerçekleştirdi.

ECDADA SAYGI YÜRÜYÜŞÜ

Erzurum Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde “93 Harbi” olarak anılan 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nın en çetin muharebelerinin yaşandığı ve düşmek üzere iken ellerindeki nacak ile baltalarla savaş meydanına koşan halkın desteğiyle düşmanın yenilğiye uğratıldığı Topdağı’ndaki Aziziye Tabyaları’na “saygı yürüyüşü” organize edildi.

Kent merkezinden 4 kilometre uzaklıktaki tabyalara yapılacak yürüyüş öncesi, tarihteki gibi cami hoparlörlerinden “Ey Erzurumlular, ey ahali. Düşman Aziziye tabyalarını bastı. Allah’ını seven, eli silah tutan herkes, askerlerimizin yardımına koşsun. Vatanını ve milletini seven yetişsin.” çağrıları yapıldı.

Ezan ve çağrılarla kentteki camilerde buluşan ve aralarında yaşlılar ile çocukların da bulunduğu binlerce vatandaş, sabah namazı sonrası selalar eşliğinde önce Karskapı Şehitliği’ne giderek burada dua etti.

Soğuk havaya rağmen ellerinde bayraklarla tekbirler getiren yurttaşlar ile asker ve polislerin de katıldığı yürüyüş, 142 yıl önce şehrin Rusların eline geçmesinin önlendiği ve yaklaşık 500 sivilin de şehit olduğu Aziziye Tabyaları’nda tamamlandı.

“DEDECİĞİM BEN GELDİM”

Üzerlerinde “Dedeciğim ben geldim” yazılı tişört bulunan çocukların da katıldığı yürüyüş sırasında dokuz pare top atışı da yapıldı. Bazı vatandaşlar, o günün manevi atmosferini yaşayabilmek için tabyaya tepeleri aşarak ulaştı.

Yaklaşık bir saat süren yürüyüşün ardından ulaşılan tabyada Kur’an-ı Kerim okunup Erzurum İl Müftüsü Hasan Hüsnü Sula tarafından dua edildi.

Vatandaşlar, tabyayı gezdikten sonra Aziziye savunmasında fedakarlığıyla tarihe geçen Nene Hatun’un kabrini de ziyaret ederek dua okudu.

Erzurum Valisi Okay Memiş, gazetecilere yaptığı açıklamada, tıpkı o gün olduğu gibi ezan ve selalardan sonra bugün de binlerce Erzurumlunun, kent merkezinden tabyalara kadar yürüdüğünü belirtti.

ANADOLU’NUN KİLİDİ

Erzurum’un “Anadolu’nun kilidi” olduğunu dile getiren Memiş, “Aynı zamanda emperyalist güçlerin daha ileriye geçmesine müsaade etmemiş bir halk, Dadaş kardeşlerimiz hakikaten öyleler. Hem Osmanlı İmparatorluğu hem de cumhuriyet döneminde bunu yapmış.” dedi.

“142 YIL ÖNCEKİ MÜCADELEYİ ŞİMDİ DE VERİYORUZ”

Memiş, bu topraklarda yüzlerce yıl öncesine dayanan mücadelenin halen devam ettiğini ifade ederek, şunları söyledi:

“Emperyalist güçlerin Anadolu toprakları üzerindeki emelleri ve oyunları bitmek bilmiyor. Şimdi de sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde bu oyunları bozmak istiyoruz. Ülkemizin sınırlarında kurulmak istenen taşeron örgütlerin, devletlerin oluşmasına izin vermeyeceğiz. Çünkü daha sonra sıra Türkiye’ye gelecek biliyoruz, bunun farkındayız. Asla buna müsaade etmeyeceğiz; ne devletimiz, ne kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri ne de bu kahraman millet. Bu emperyalistlerin oyunlarına dün olduğu gibi bugün de karşı çıkacağız. 142 yıl önceki mücadeleyi şimdi de veriyoruz.”

Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen de düzenlenen yürüyüşle binlerce Erzurumlunun şehitlerini hayırla andığını aktardı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.