Erzurum'da 1001 Hatim Geleneği

Erzurum'da, yaklaşık 500 yıllık bir gelenek olan ve Pir Ali Baba tarafından başlatılan "1001 Hatim"lerin okunmasına 18 Aralık Cuma günü sabah namazıyla birlikte başlanacak.

Araştırmacı yazar İbrahim Hakkı Konyalı'nın "Abideleri ve Kitabeleri ile Erzurum Tarihi" isimli kitabına göre, 1500'lerde Pir Ali Baba tarafından başlatılan gelenek, Birinci Dünya Harbi zamanında aksamasına rağmen, daha sonra devam ettirilerek bugüne kadar sürdürüldü.

1001 HATİM GELENEĞİ

Şehri özellikle deprem, sel ve benzeri afetlerden koruduğuna inanılan gelenek, Birinci Dünya Harbi'nin ardından, bir süre Erzurum Müftüsü olarak görev yapan Hacı Muhammed Sadık Solakzade ile aynı dönemde Erzurum Milletvekili Mühirzade Asım Efendi ve Zihni Bey tarafından yeniden başlatıldı. Bu sene '1001 Hatim' geleneği kapsamında 23 bin 428 hatmi şerif okundu.

Müftü Hasan Çınar, Erzurum Ulu Camiî'nde gerçekleştirilen dua merasiminde yaptığı konuşmada, geleneğin önemine değinerek, bu yıl başta Amerika olmak üzere çeşitli ülkelerden ve birçok şehirden katılım olduğunu söyledi.

101 TEFSİR OKUMA

Geleneğin daha iyi anlaşılabilmesi için ilk kez "101 Tefsir Okuma" adlı projeyi de hayata geçirdiklerini belirten Çınar, "Bu kapsamda 172 defa Kur'an-ı Kerîm tefsiri, 23 bin 428 hatim okundu. Yurt içi ve yurt dışından da vatandaşlarımız hatim okuyarak destek verdi" dedi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

ERZURUM’UN 5 ASIRLIK GELENEĞİ “1001 HATİM”İN OKUNMASINA BAŞLANDI

Erzurum’un 5 Asırlık Geleneği “1001 Hatim”in Okunmasına Başlandı

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.