Erzurum'da 500 Yıllık Gelenek: 1001 Hatim

Erzurum'da, yaklaşık 500 yıldır sürdürülen bir gelenek olan camilerde "1001 Hatim" okunmasına başlandı.

Erzurum'da, yaklaşık 500 yıllık bir gelenek olan ve İslam alimi Pir Ali Baba tarafından başlatılan "1001 Hatim"lerin okunmasına başlandı.

Kentte, İslam alimi Pir Ali Baba tarafından başlatılan "1001 hatim" okunması geleneği çerçevesinde camilerde hatim okunmasına başlanması dolayısıyla Pir Ali Baba Türbesi önünde program düzenlendi.

Programa, Erzurum Valisi Seyfettin Azizoğlu, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, İl Müftü Vekili Celal Büyük, din görevlileri ve Kur'an kurslarında eğitim gören çocuklar ile vatandaşlar katıldı.

Vali Azizoğlu, burada yaptığı konuşmada, Kur'an-ı Kerim'in insanlık için şifa ve rahmet olduğunu ifade ederek, Pir Ali Baba'nın yaklaşık 500 yıl önce Erzurumlu insanların beladan, musibetten, depremden, afet ve kötülüklerden korunması için "1001 Hatim" geleneğini başlattığını hatırlattı.

Erzurumluların bu geleneği 500 yıldır devam ettirdiğini anlatan Azizoğlu, "Kur-an'ı Kerim'in mana ve ruhuna uygun olarak yapılan bu faaliyet, bundan sonra da yüzyıllarca devam edecektir. Bu rahmet ve şifayla Erzurum'un, ülkemizin ve bütün İslam aleminin belalardan, sıkıntılardan, savaştan korumasını niyaz ediyorum. Bugün İslam coğrafyasında kan ve gözyaşı hakim. İnşallah bu 1001 hatimle bütün kan ve gözyaşı İslam coğrafyasında sona erer. İnşallah Halep'te ağlayan insanların gözyaşı diner." dedi.

Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen de İslam aleminin kötülükten korunması için dua ettiklerini söyledi.

Konuşmaların ardından Lala Paşa Camisi İmam hatibi hafız Emrullah Kaçar'ın, Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından Müftü Vekili Büyük, dua okudu.

Ardından katılımcıların tekbirleri eşliğinde bir araya gelen 4 at üzerindeki hafızlar, Pir Ali Baba'nın yaşadığı dönemde hafızlarla at üstünde Kur-an'ı Kerim okuyarak şehri dolaşmasını canlandırdı.

Kentteki tüm camilerde sabah namazında din görevlilerinin ve halkın katılımıyla başlayan "1001 Hatim" okunması, 13 Ocak 2017 Cuma günü Ulu Cami'de erkek cemaate, 14 Ocak 2017 Cumartesi de aynı camide kadın cemaate yönelik hatim okunmasıyla sona erecek.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.