Erzurum'un 5 Asırlık "1001 Hatim" Geleneği

Erzurum'da 5 asırdır yaşatılan "1001 Hatim" geleneğine vatandaşlar, camilerde gece sabaha kadar Kur'an-ı Kerim okuyarak katkı sunuyor.

Kentte 16. yüzyılda İslam alimi Pir Ali Baba'nın, şehrin afetlerden zarar görmemesi için başlattığı bilinen gelenek, asırlardır devam ediyor.

Her yıl aralık ayının ortalarında başlayıp bir ay boyunca süren gelenek kapsamında, vatandaşlar gece saatlerinde hava sıcaklığının sıfırın altında 10 dereceye kadar düştüğü kentteki 147 camide bir araya gelerek sabaha kadar Kur'an-ı Kerim okuyup dua ediyor.

1001-hatim-66

Okunan hatim sayısının bu yıl 50 binin üzerinde olması bekleniyor. Ayrıca her gün camilerde sabah namazından sonra bir hayırsever tarafından vatandaşlara çorba ikram ediliyor.

İl Müftüsü Rüstem Can, Erzurum'un en güzel geleneklerinden birisinin "1001 Hatim" olduğunu söyledi.

Hatim geleneğinin 16 Aralık'ta başladığını ve ocak ayının ikinci haftasındaki cuma namazı öncesi yapılacak hatim duasıyla tamamlanacağını dile getiren Can, şöyle konuştu:

"Elhamdülillah bugün tarihi Ayaz Paşa Cami, İhmal Cami ve diğer 146 camimizde bu güzel gelenek ifa ediliyor. Bütün kardeşlerimiz seher vaktinde gece saat 2-3 gibi camilerimize gelerek sabah namazına kadar Kur'an-ı Kerimlerini okuyor. Kılınan sabah namazının ardından da dua yapılarak evlerine gidiyorlar. Aynı şekilde akşam ve yatsı namazları arasında da Mevla'mızın kelamı doya doya okunuyor ve bir anlamda rahmet olarak gerek Erzurum'umuza, gerekse bu aziz vatanın dört bir köşesine iniyor. Biz biliyoruz ki yüce Mevla'mızın kelamı bizler için bir tebliğ, bildiri ve mektuptur. Elhamdülillah bir ay boyunca Mevla'mızın bu mektubu doya doya okunuyor."

Müftü Can, 1001 Hatim geleneğinin nasıl başladığını şöyle anlattı:

"Pir Ali Baba bu güzel geleneği başlatırken, tabii o zamanda gerek Erzurum'umuzda olsun, gerekse çevre illerde olsun depremeler oluyordu. 'Biz bu geleneği başlatırsak yüce rabbimizin rahmetidir. Bu rahmetin eseri olarak da inşallah yüce Mevla'mız bu depremlerden, sadece onlardan değil maddi manevi bütün sıkıntılardan bizleri kurtarır' diye bu güzel geleneği başlatmış ve kesinlikle doğru. Geçen yıl okunan hatim sayısı 50 bini geçmişti. Bu yıl da inşallah sadece Erzurum'umuzda değil bu aziz vatanın dört bir köşesinde hatimler okunuyor."

Okunan bu hatimlerin Diyanet İşleri Başkanlığının internet sitesinde kendileri için ayrılan bölüme girildiğini anlatan Müftü Can, "Bizim cemaatimiz çok ferasetli ve bilgili. Seher vaktinde hava sıcaklığının sıfırın altında 8-9 derece olduğu bir ortamda sıcak yatağından kalkan vatandaşlar, camilerin yolunu tutup Mevlamızın kelamıyla baş başa geliyorlar." diye konuştu.

Tarihi Ayaz Paşa Camii müezzini Ali Rıza Bağdaş da 17 yıldır tarihi camide görev yaptığını vurgulayarak, "Gece saat 3,5 gibi camiye geliyorum.

Camiyi cemaate hazır hale getiriyorum. 1001 Hatim geleneğimiz 500 yılı aşkındır başta bu cami olmak üzere devam ediyor.

Her gün okunan hatimlerin ardından bir hayırsever tarafından çevredeki lokantalarda cami cemaatine çorba ikramında bulunuyor." dedi.

Cami cemaatinden 74 yaşındaki Muhammet Sıddık Keleşoğlu ise hatim geleneğine 60 yıldan fazladır katıldığını ve bir ay boyunca gece saatlerinden sabahın ilk saatlerine kadar Kur'an-ı Kerim okuduklarını söyledi.

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.