Eş Cinsellik ile İlgili Ayetler

KUR’ÂNIMIZ

Eş cinsel nedir veyahut ne demektir? Eş cinsellik (cinsi sapıklar) ile ilgili ayetler hangileridir?

Eş cinsel, “kendi cinsinden kimselerle cinsî ilişki kuran (kimse)” demektir. Kur’an-ı Kerim’de eş cinsellik (cinsi sapıklar) hakkında bazı ayet-i kerimeler nazil olmuştur.

CİNSİ SAPIKLAR İLE İLGİLİ AYETLER

“İnsanlar içinde böyle göz göre göre erkeklere mi şehvetle yaklaşıyorsunuz?” (Şuarâ / 165. Ayet)

***

“Rabbinizin sizin için yaratıp helâl kıldığı eşlerinizi bırakıyorsunuz. Gerçekten siz haddi aşan bir gürûhsunuz.” (Şuarâ / 166. Ayet)

***

Onlar: “Ey Lût!” dediler, “Eğer işimize karışmaktan vazgeçmezsen kesinlikle sen yurdumuzdan sürülüp çıkarılacaksın!” (Şuarâ / 167. Ayet)

***

Lût onlara: “Şüphesiz ben, yaptığınız bu işten nefret ediyorum” dedi. (Şuarâ / 168. Ayet)

***

Ardından da: “Rabbim! Beni ve âilemi bunların yaptıklarından kurtar!” diye yalvardı. (Şuarâ / 169. Ayet)

***

Biz de onu ve bütün ailesini kurtardık. (Şuarâ / 170. Ayet)

***

Sadece Lût’un yaşlı karısı helâk olanlar arsında kaldı. (Şuarâ / 171. Ayet)

***

Ardından, diğerlerini toptan imhâ ettik. (Şuarâ / 172. Ayet)

***

Üzerlerine öyle müthiş bir taş yağmuru yağdırdık ki sorma! Uyarılıp da doğru yola gelmeyenlerin yağmuru, gerçekten ne fenâ bir yağmur oldu. (Şuarâ / 173. Ayet)

***

Şüphesiz bütün bu olup bitenlerde pek büyük bir ibret vardır. Ama insanların çoğu yine de iman etmez. (Şuarâ / 174. Ayet)

***

Muhakkak senin Rabbin, elbette O, sonsuz kudret sahibidir, çok merhametlidir. (Şuarâ / 175. Ayet)

***

Lût’u da peygamber olarak gönderdiğimizde, kavmine şöyle demişti: “Sizler göz göre göre hâlâ o hayâsızlığı yapmaya devam edecek misiniz?” (Neml / 54. Ayet)

***

“Sahi siz kadınları bırakıp erkeklere mi şehvetle yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz ne yaptığını bilmeyen pek câhil bir gürûhsunuz.” (Neml / 55. Ayet)

***

“Siz hâlâ şehvetle erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve toplantılarınızda her türlü çirkin işi açıktan açığa yapmaya devam edecek misiniz?” Kavminin cevâbı ise ancak: “Eğer doğru söylüyorsan, Allah’ın azabını tepemize indir!” demekten ibaret oldu. (Ankebût / 29. Ayet)

***

Lût da: “Rabbim! Şu bozguncular gürûhuna karşı bana yardım et!” diye yalvardı. (Ankebût / 30. Ayet)

***

Nihâyet elçilerimiz olan melekler İbrâhim’e çocuğu olacağına dâir müjdeyi getirince, bu arada Lût kavminin bulunduğu yeri işaret ederek: “Şüphesiz biz şu şehrin halkını helâk edeceğiz. Çünkü oranın halkı zulmü âdet hâline getirmiş bulunuyor” dediler. (Ankebût / 31. Ayet)

***

İbrâhim: “Ama Lût da orada!” dedi. Elçiler şöyle cevap verdiler: “Orada kimlerin olduğunu biz çok iyi biliyoruz. Onu ve ailesini mutlaka kurtaracağız. Ancak hanımı müstesnâ; o, geride kalıp helâk edilenlerden olacak!” (Ankebût / 32. Ayet)

***

Elçilerimiz Lût’a gelince, Lût onları halkın tecâvüzünden koruyamayacağı endişesiyle üzüldü ve eli kolu bağlanıp göğsü daraldı. Elçiler şöyle dediler: “Korkma, üzülme! Biz elbette seni ve âileni kurtaracağız. Ancak hanımın müstesnâ; o, geride kalıp helâk edilenlerden olacak!” (Ankebût / 33. Ayet)

***

“Biz büsbütün yoldan çıkmaları yüzünden bu şehrin halkı üzerine gökten dehşetli bir azap indireceğiz.” (Ankebût / 34. Ayet)

Kaynak: kuranvemeali.com