Esas Hayat, Âhiret Hayatıdır
Kâmil bir mü’min; hayatın acı-tatlı sürprizleri karşısında gönlünü bulandırmaz, kalbinin rotasını Allah rızâsından başka bir yöne çevirmez.
Cenâb-ı Allah Fecr sûresinde buyuruyor ki:
“İnsan var ya, Rabbi kendisini imtihan edip de ikramda bulunduğunda ve bol nîmet verdiğinde (sevinir, bunun bir imtihan olduğunu düşünmeden) «Rabbim bana ikram etti.» der.” (el-Fecr, 15)
Bunun devamındaki âyette de; “Onu imtihan edip rızkını daralttığında ise (insan üzülür) «Rabbim beni önemsemedi (bana ehemmiyet vermedi)» der.” (el-Fecr, 16) buyruluyor.
VERİLENE KARŞI HAMD, SÜRPRİZLERE KARŞI SABIR
Hâlbuki kazanılan paranın kişiye hayır mı getireceği, şer mi getireceği bilinmez. Gaybı yalnız Allah bilir. Bu yüzden kâmil bir müʼmin, ne para kazandığında gereğinden fazla sevinir, ne de kaybettiğinde lüzumundan fazla üzülür. Her hâlükârda gönlünü Cenâb-ı Hakkʼa karşı rızâ makâmında tutar. Zira bilir ki Cenâb-ı Hakkʼın rızâsına nâil olmak için, evvelâ kulun, kendisi hakkında takdîr edilene rızâ göstermesi, kanaat ve tevekkül ehli olması şarttır. Cenâb-ı Hak, kuluna ne kadar imkân verirse versin, kul dâimâ hamd, şükür ve zikir hâlinde olmalı, “Niye falana verdi de bana vermedi?” düşüncelerini bir kenara atmalı, hayatın acı-tatlı sürprizleri ve değişen şartları karşısında istikâmetini korumak için “sabır” silâhına sarılmalıdır. Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimizʼin telkin ettiği; “Esas hayat, âhiret hayatıdır.” hakîkatinin şuur ve idrâki içinde olmalıdır.
İLAHİ TAKDİRE RAZI OLMAK
Nîmetlere nâil olduğunda Cenâb-ı Hakkʼın takdîrinden râzı olup, buna mukâbil onlardan mahrum kaldığında ilâhî takdîre karşı hoşnutsuzluk göstermek, Cenâb-ı Hakkʼa teslîmiyetle bağdaşmaz. Fakat insan, mânen olgunlaşmadıkça da, bu beşerî zaaftan kolay kolay kurtulamaz. Ancak nefsini tezkiye edip “rızâ makâmı”na ulaştığında, ilâhî irâdenin hayır veya şer şeklinde tecellî eden bütün kazâ hükümlerine tereddütsüz teslîmiyet gösterir, şikâyet ve sızlanmayı bir kenara bırakır. Böyle kâmil müʼminler hakkındaki ilâhî müjde ne güzeldir:
“Ey huzura kavuşmuş insan! Sen O’ndan râzı, O da senden râzı olarak Rabbine dön. (Sâlih) kullarım arasına katıl ve cennetime gir!” (el-Fecr, 27-30)
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Müslümanın Para İle İmtihanı, Erkam Yayınları.