Eşini Kaybeden Suriyeli Baba 4 Çocuğuna Bakıyor

Suriye'de 1 yıl önce rejim güçlerine ait savaş uçaklarının düzenlediği saldırıda evlerine bomba isabet etmesi sonucu eşini kaybeden ve yaralanan 4 çocuğuyla Hatay'ın Reyhanlı ilçesine sığınan Suriyeli Atiye Ali, çocuklarının sağlıklı bir evde yaşaması için kendisine uzanacak yardım elini bekliyor.

Reyhanlı'da, Suriyeliler için kiralanan evde 20 kişiyle beraber kalan Ali, çocuklarına hem annelik hem de babalık yapmaya çalışıyor.

Atiye Ali, evlerinin üzerine düşen bombanın hayatlarını altüst ettiğini belirterek, yaşadıkları zor günlerin o saldırı sonrası başladığını söyledi.

Saldırı sırasında evde olmadığını anlatan Ali, yerle bir olan binadan komşularının eşi ile 6 yaşındaki oğlu Muhammet, 4 yaşında ikiz kızları Cinen ve Beyan ile 3 yaşındaki kızı Ravan'ı yaralı olarak çıkarttığını ifade etti.

Yaralanan eşi ve çocuklarının hemen hastaneye kaldırıldığını aktaran Ali, şöyle devam etti:

"Çevrede bulunanlar eşimi ve çocuklarımı Halep'te bulunan bir sahra hastanesine götürdü. Eşim hastanede yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Çocuklarıma da hastanede müdahale yapıldıktan sonra Türkiye'ye götürmem ve burada ameliyatlarını yaptırmam gerektiğini söylediler. Bunun üzerine çocuklarımı Türkiye'ye getirdim.''

Ali, yaralı çocuklarının Gaziantep'teki bir hastanede ameliyatlarının yapıldığını ancak ağır yaralanan oğlu Muhammet'in iki bacağının mecburen kesildiğini kaydetti.

ÇOCUKLARIM SÜREKLİ HASTALANIYOR

Çocuklarının taburcu edilmesinin ardından gidecek yerleri olmadığı için Hatay'ın Kırıkhan ilçesinde kendi imkanlarıyla kiraladıkları evde kalan tanıdıklarının yanlarında kalmaya başladıklarını anlatan Ali, şunları söyledi:

''Yanlarında kaldığım tanıdıklarımın da maddi durumları iyi olmadığı için çocuklarımla birlikte ancak 1,5 ay orada kalabildik. Daha sonra Reyhanlı'da, kalacak yerleri bulunmayan Suriyeli yaralıların kalması için bir hayırsever tarafından oluşturulan bir evde kalmaya başladık. Birkaç aydır bu evde kalıyorum. Yaklaşık 20 kişiyle beraber kalıyoruz ancak buranın hijyen ortamı çok iyi değil. Çocuklarım sürekli hastalanıyor. Tek isteğim çocuklarının daha sağlıklı bir yerde yaşaması.''

Ali, çocuklarının kendilerine bakamayacak kadar küçük oldukları için onları evde yalnız bırakarak çalışmaya gidemediğini ve hayırseverlerin yaptığı gıda yardımıyla ayakta kalmaya çalıştığını sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.