Eşler Arasında Ölçünün Önemi

Bazı evliler ellerinden geldiği kadar karılarına her şeyi alırlar, mukabilinde sevgi ve minnettarlık beklerler. Halbuki karılarının sevgisi o alınan eşyalara kayar, yani alanı göremez hale gelirler, ihtirasları artar, teşekkür edecekleri halde daha fazlasını isterler...

Çok nazik, ince ruhlu, hassas bir kişi tanırım. Zamanı geldi evlendi. İlk günden itibaren kendisi işe gider, karısı cici bebek misâli yatakdan kalkmaz, kocasının kahvaltısını hazırlamaz, beraber çaylarını içmezlerdi.

Bu hali gören arkadaşları onu ikaz etdiklerinde, ben onun o noksanlığını zaman gelip, anlayacağına kaniim derdi. Kadın bu rahatlığı görünce hoyratlığı, duygusuzluğu arttı. Akşam sofrasını da ihmal etmeye başladı. Bahsettiğimiz genç, yorgun argın işden gelince sofra hazırlama işini yüklenirdi.

Zaman geldi karısının yanında bir uşak halinden daha aşağı dereceye düşdü. Nezaket, merhamet ölçüsünde olursa mergubdur. Fakat ifrata kaçılırsa kötü neticeler alınır, iyilerin kötüleşmesine vesîle olunmuş olur.

DAHA FAZLA İSTEMEYLE GEÇİMSİZLİK BAŞLAR

Allah Teâlâ ve Tekaddes hazretleri, kullarının kabiliyetlerini bildiği için sevdiği kullarına fazla servet vermez, verdiğinde onunla kalblerini meşgul ederler ve Allah’a bağlılık ve sevgilerinde gevşeme olur. Pek az kullarının kalblerini servet, dünya seadeti meşgul etmez. Ashab-ı kiramdan Hazret-i Osman ve Abdurrahman ibni Avf gibi ve Abdulkâdir Geylanî ve Ubeydullah hazretleri gibi.

Bazı evliler de ellerinden geldiği kadar karılarına her şeyi alırlar, mukabilinde sevgi ve minnettarlık beklerler. Halbuki karılarının sevgisi o alınan eşyalara kayar, yani alanı göremez hale gelirler, ihtirasları artar, teşekkür edecekleri halde daha fazlasını isterler, bunu da elde edemediklerinde üzüntüleri, hırçınlıkları artar. Dolayısıyla geçimsizlik başlar.

İSRAFTAN KAÇTIĞIN İÇİN ALLAH'IN BEREKETİ BİZİMLE

Erkek karısının, gerek kendi ailesine, gerek kocası tarafından olan akrabalarına karşı ziyaretlerini ihmâl etmemesine dikkatli olmalıdır. Her iki tarafa da aynı samimiyet gösterilmelidir. Ziyaretler ne pek sık ne de seyrek olmalıdır. Karısının kendisinden habersiz kişilerle görüşmesine fırsat vermemelidir. Bilhassa fazla lüks yaşayışa ve lüks yemekler yenilen, israf bataklığına düşen kimselere ülfeti azaltmaya gayretli olmalıdır.

Hülasa kadın kocasından izinsiz bir yere gidemez. Bu şuuru iyice aşılamalıdır.

Erkek, eğer karısı kendisine alamayacağı şeyler teklif ediyorsa, açıkça:

– Bizim bütçemiz bu kadardır. Buna razı olmaz isen şimdiden ayrılabiliriz, diyebilmelidir.

Maalesef çok erkeklerir mali vaziyetleri müsaid olmadığı halde gururlarına yediremeyerek bu hakikati bir türlü söylemezler, ezilirler, büzülürler, lüzumlu lüzumsuz her şeyi almaya uğraşırlar, iki yakaları bir araya gelmez.

Erkek müsrif olmayan karısına karşı daima müteşekkir olmalıdır ve “karıcığım ne güzel ediyorsun, israfdan kaçındığın için Allah Teâlâ’nın bereketi bizimle beraberdir” diyerek gönlünü almalıdır.

Kaynak: Âile Saâdeti, Sâdık Dânâ, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.