Esneme Neden Olur?

Esneme neden olur? Esneme neyin belirtisidir? Kulak, Burun, Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Yavuz Selim Yıldırım, sürekli esnemenin ne anlama gelebileceğini anlattı.

Kulak, Burun, Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Yavuz Selim Yıldırım, fizyolojik olarak uykusunu alamayan kişilerde, sabah uykudan yeni kalktığınız zaman, yatma saati gelmiş kişilerde esneme görülebileceğini belirterek; “Bunların dışında sürekli esneyen insanlar görmüşsünüzdür. Bu fizyolojik aşamanın ötesinde bir hastalık belirtisi olarak algılanabilir” dedi. Ve; “Çevrenizde esneyen insanları görmüşsünüzdür, ilk anda normal olarak algılansa da devam eden sürekli esneme hali-durumu normal olarak karşılanmaz” açıklamasında bulundu.

İNSANIN ESNEME SEBEPLERİ

Doç. Dr. Yavuz Selim Yıldırım, esnemenin istemsiz gerçekleşen bir refleks olduğunu ifade ederek, “Parasempatik sistemin aktif olduğunu, stresten uzak rahat ortamlarda vücudumuzun uyku öncesi hazırlık veya uykuya giriş belirtisi olarak algılanabilir. Fizyolojik olarak uykusunu alamayan kişilerde, sabah uykudan yeni kalktığınız zaman, yatma saati gelmiş kişilerde esneme görülebilir, bunların dışında sürekli esneyen insanlar görmüşsünüzdür. Bu fizyolojik aşamanın ötesinde bir hastalık belirtisi olarak algılanabilir” diye konuştu.

Yeterli süre uyuduğu halde uykusunu alamayan ve sürekli esnemeye devam eden kişilerden uyku bozukluğunun belirtisinin sürekli esnemek olduğunu anlatan Yıldırım, “Sürekli esneme hali uyku bozukluğundan başka beyine oksijen gitmesini engelleyen uyku apnesi, kalp damar hastalığı gibi hastalıkların belirtisi ve göstergesidir. Bu kişiler en kısa zamanda hekime başvurmalı ve tedavi olmalıdır.

Esnemek halk arasında bulaşıcı olarak bilinse de art arda isteyen kişiler de bir takım psikolojik sorunlardan kalp rahatsızlıklarına kadar birçok hastalığın belirtisi olarak yorumlanabilir” dedi.

Yıldırım, “Normal bir insanın uyku esnasında ağzının kapalı, burundan nefes alıp vereceğini, burnu tıkanık olan kişilerin ise uyku esnasında ağızdan nefes almaya başladığı ve boğaz bölgesinin nefes yolunu kapatmasıyla nefeste kesilme sonucu uyku da solunum durması yani uyku apnesi oluşur” diye belirtti.

“YAPISAL PROBLEMLER VARSA ÇÖZÜLMELİ”

Uyku esnasında nefeste kesilme olduğunda beyine ve kalbe oksijen gitmeyerek kalp krizi riskini artırdığını ve beynin uyku ihtiyacını karşılayamadığından sürekli uykuya eğilim olarak esneme hali refleks olarak ortaya çıktığını dile getiren Yıldırım, açıklamasını şöyle sürdürdü;

“Yani uyku apnesinden dolayı yeterli uyuyamayan beyin (oksijen alamayan)sürekli uyumak istediğini vücudunuza gösterecek. Sürekli esneyen kişiler öncelikle Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanına muayene olmalı, yapısal problemler varsa düzeltilmeli, yapısal problem yoksa uyku testi ile değerlendirilerek ayrıntılı teşhis konmalı.

Uyku apnesi hastaları sabahları yorgun kalkar, uyudukları uyku kendilerine yetmez, iş yerinde sürekli uykuya eğilimli olurlar, konsantrasyon güçlüğü unutkanlık ve çabuk sinirlenme belirtilerini taşırlar. Uyku apnesi olan kişiler araç başında uykuya dalarak trafik kazası yapar, oturdukları yerde aniden uykuya dalabilirler.

Uyku apnesi uyku testiyle, teşhisi doğrulandıktan sonra burun ve boğaz bölgesine yapılan koruyucu cerrahiler ile tedavi edilebilir. Cerrahi tedaviden fayda görmeyen gruplara gece uykuda ağza ve burna takılan maske tedavisi verilebilir. Uyku apnesi tedavi edilen hastalarda kalp krizi ve hipertansiyon oranlarında belirgin azalma sağlanmıştır.”

İslam ve İhsan

NEDEN ESNERİZ? ESNEME NASIL GEÇER?

Neden Esneriz? Esneme Nasıl Geçer?

PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN ESNEME VE HAPŞIRMA ADABI

Peygamber Efendimiz’in Esneme ve Hapşırma Adabı

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.