Evlatlarımız Kimlerin Elinde?

ÇOCUĞUMUZ

Günümüzde, sefâletini saâdet zannederek, selde sürüklenen kütükler misâli, zamanın girdabına kendini kaptırmış giden insanın elinden tutmayı; bize emanet edilen toplumu o anafordan kurtarmayı; onlara ebedî ve gerçek saâdetin ne olduğunu anlatmayı; îman ve vicdan borcu bilmeliyiz. 

Anne-babaların biyolojik yapıları imdâda kâfî gelmiyor, ciğerpâresi evlâtlar, kaldırımların insafında can çekişiyor... Sokakların umumî manzarası gösteriyor ki; maalesef gelecek nesillerin yetiştirilmesinde bizi biz yapan, başta Efendimiz’in –sallâllâhu aleyhi ve sellem-, ashâbın, ehlibeytin, Hoca Ahmed Yesevîlerin, Hazret-i Mevlânâların, Şah-ı Nakşibendlerin, Alparslanların, Fatihlerin, Akşemseddinlerin, Hüdâyîlerin yolu değil; onların ve bizim baş düşmanımız olan şeytan -aleyhillâne-’nin çirkef, sefil ve bedbaht, çıkmaz yolları takip ediliyor.

Dün kendi evlâtlarıyla birlikte, başta ümmetin yetimleri olmak üzere insanlığın yetimleri olan köle çocuklarına el uzatan milletin yerini; kendi evlâdını sokağa bırakan öz anneler, babalar mı alıyor?..

«Nazar ber-kadem» âdâbı içerisinde, gözleri hicab ile ayaklarının ucunda olan delikanlıların; İslâm vakar ve edebiyle müzeyyen, maddî-mânevî tesettür kalkanıyla kuşanmış hanımefendilerin yerini; hayatı tek bir süflî maksadın peşinde sürüklenmeye adamış, kadın mı erkek mi olduğu zor seçilen bir güruh mu alıyor?..

EVLATLARIMIZ KİMLERİN ELİNDE?

Helâlden istifade ederken bile titreyen, israftan tiksinen; lüksün ve modanın adını bile duymamış bir infak, merhamet ve cömertlik toplumunun yerini, haram ve şüpheli sellerinde boğulan, Allâh’ın lânetlediği lehviyyata daha fazla gömülmek için dünyasını sefil ve âhiretini perişan eden yığınlar mı alıyor? Bugün bilhassa mütedeyyin anne-babalar başlarını iki ellerinin arasına alıp düşünmeli:

Evlâtları;

  • Kendilerinin mi; yoksa sarhoş kusmuğuyla mülevves, her türlü mel'anetle karanlık kaldırımların mı?
  • Çocuklarımız mı televizyon, internet ve cep telefonlarını kullanıyor; yoksa bu cihazlar mı evlâtlarımıza kumanda ediyor?
  • Çocuklarımızı kim şekillendiriyor? Hangi anlayışla ve kimin arzusu istikametinde bir terbiyeden geçiyorlar?
  • Çocuklarımızın gönüllerinde, ideallerinde, hedeflerinde hangi misaller, hangi şahsiyetler var?
  • Çocuklarımızın iç dünyalarına âdetâ bir ayna tutan dış görünüşleri, kılık ve kıyâfetlerini kimler belirliyor?

Eğer bu suallerin cevabı, hakikî ve samimî bir şekilde «Biz» olmazsa; tabiat gibi, evlâtlarımızın gönlü de boşluk kabul etmeyecek ve «bizim» yerimizi ağyâr yani yabancılar alacaktır. Âdem babamızdan beri, insanlığa bilhassa yeni nesillere pusu kurmuş şeytan alacaktır.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Nesil Endişesi, Erkam Yayınları.