Evliliği Haram Kılan Süt Emmenin Şartları

Aile Meseleleri

İslam’da evliliği haram kılan süt emmenin şartları nelerdir?

Evliliği haram kılan süt emmenin beş şartı vardır:

  1. Sütün, bir kadına ait olması gerekir. Çoğunluğa göre, süt emziren kadının evli veya bekâr olması veya kocasının bulunmaması, sonucu değiştirmez. Sütten başka bir şeyle mesela bir kadından bebeğe yapılacak kan nakli ile süt hısımlığı doğmaz.
  2. Sütün, emen çocuğun midesine ulaşması gerekir. Sütü memeden emmekle, bir kap veya bardaktan içmek birdir. Çocuk memeyi ağzına alır, fakat süt emip emmediği bilinmezse, haramlık doğmaz. Çünkü şüphe ile hüküm sabit olmaz. Mâlikîlere göre ise bu durumda ihtiyatla amel ederek haramlık sabit görülür. Şâfi ve Hanbeliler, beş ayrı emmeyi şart koşarlar. Çünkü Hz. Âişe’den şöyle dediği rivayet edilmiştir: Kur’ân’da önce; “On defa emmekle haramlık doğar.” âyeti gelmiş, daha sonra inen bir âyetle emme sayısı beşe indirilmiştir. Bu âyet Kur’ân’da okunurken Hz. Peygamber vefat etmiştir.[1]

Şâfiîlere göre emme sayısını beşe indiren bu âyet hükmü Kur’ân’a yazılıp, okunması neshedilmiş bir âyet olsa da hükmü devam etmektedir. Bu, “yaşlı erkekle, yaşlı bir kadın zina ederse, onları recmedin.” âyetine benzer.[2] İbnü’l-Hümâm (ö.861/1457) beş defa emme bildiren âyetin yalnız tilavetinin değil, hükmünün de neshedildiğini belirtmiştir.[3]

Hanefîlerle Mâlikîlere göre süt emme miktarı az olsun çok olsun sonuç değişmez. Delil: “Süt emziren analarınız (size haram kılındı)” (Nisâ, 4/23) âyeti ile, “Nesepçe haram olanlar süt yoluyla da haram olurlar.”[4] hadisidir. Bu âyet ve hadiste emme miktarı ve sayısı belirlenmemiştir.

  1. Emzirmenin ağız veya burun yoluyla olması gerekir: Çünkü süt, ancak bu iki yoldan boğaz yoluyla mideye ulaşır ve gıdalanma meydana gelir.

Hanefî, Şafiî ve Hanbelîlere göre, idrar yollarına, göze, kulağa veya bir yaraya akıtılacak kadın sütü ile hısımlık doğmaz.

  1. Sütün başka bir sıvı ile karışmaması gerekir. Süt başka bir sıvı ile karışırsa, Hanefî ve Mâlikîlere göre, çok olan esas alınır. Süt fazla ise haramlık doğurur. Ebû Hanîfe’ye göre, bir gıda ile karıştırılan süt az olsun çok olsun haramlık doğurmaz. Çünkü bu gıda sütün kuvvetini giderir. Hüküm olarak gıda kısmı sütten fazla sayılır.

İmam Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed, burada da çok olanı esas alırlar.

Günümüz tıp bilimi de anne sütünün başka bir gıda maddesi ile karıştırılınca, niteliklerinin değişeceği konusunda İslâm bilginleri ile aynı görüşü paylaşmaktadır. Şinasi Özsoylu bu konuda şunları yazmaktadır: “Son zamanlarda yapılan çalışmalardan çıkarılacak sonuçlardan birisi de anne sütünden hemen sonra meyve ezmeleri de dahil olmak üzere sun’î bir gıdanın verilmesi durumunda, anne sütünün emilmesinde (absorpsiyon), böylece biyolojik değerlerinde azalma olabileceğidir. Buna göre nadir de olsa karışık beslenme zorunluluğu doğarsa veya ek gıdalara geçişte, bunların anne sütü verilen öğün de değil de daha sonraki öğünde anne sütü verilmeksizin yapılmasını telkin etmektedir.”[5] Eserin başka bir yerinde şöyle denir: “Ek gıda verilmek istenirse (gerek olmadığı halde) emmeden hemen sonra verilmemelidir. Aksi halde sütteki eser elementlerin emilmesi kötü yönde etkilenmiş olabilir.”[6]

Bir kadının sütü başka bir kadının sütü ile karıştırılarak çocuğa içirilse, Ebû Hanîfe ve Ebû Yûsuf’a göre, çok olan esas alınır. Az olana itibar edilmez, sütlerin miktarı eşit olursa, karışma yüzünden her iki kadın bakımından da süt hısımlığı doğar. Mâlikîlere, İmam Muhammed ve Züfer’e göre bu durumlarda her iki kadın bakımından süt hısımlığı doğar. Sütlerin eşit veya birisinin eksik ya da fazla olması, sonucu değiştirmez. Tercih edilen görüş budur. Çünkü sütler bir cinstir. Aynı cinsten olan iki şey arasında galipliğin hükmü bulunmaz.[7] Günümüzde bazı ülke ve beldelerde görülen “anne sütü bankası”nda karışan anne sütlerini yukarıdaki esaslara göre çözümlemek gerekir.

Dipnotlar:

[1]. bk. Ebû Dâvûd, Nikâh, 49; Müslim, Radâ, 25; Mâlik, Radâ’, 18; Dârimî, Nikâh, 49. [2]. bk. İbn Mâce, Hudûd, 9; Dârimî, Hudûd, 16; Mâlik, Hudûd, 10. [3]. İbü’l-Hümâm, age, III, 345 vd. [4]. Buhârî, Şehadât, 7; Müslim, Radâ, 10. [5]. Özsoylu, age, s. 6. [6]. Özsoylu, age, s. 26. [7]. Kâsânî, age, IV, 135 vd.; İbn Kudâme, el-Muğnî, Kahire 1970, VII, 537 vd.; İbn Rüşd, age, II, 34 vd.; Zühaylî age, VII, 705 vd.

Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle Aile İlmihali, Erkam Yayınları