Evlilikte Güzel Ahlak
İnsanın hayatta önemli bir vecîbesi de, evlenip yuva kurmak, hayırlı nesiller yetiştirmektir. Bu, “dînin yarısını tamamlamak” kadar önemli görülmüş; evliliği huzurlu bir şekilde gerçekleştirip eşlerin birbirinden râzı olması ise cennet garantisi olarak bildirilmiştir.
Farklı kültürlerden, farklı âdet ve alışkanlıklardan gelerek sağlıkta ve hastalıkta bir arada olmak, meşakkatlerine katlanarak evlât yetiştirmek kolay değildir. Ama bunun dünya ve âhiret mutluluğu da bir o kadar fazladır. Nitekim eşler birbirlerine, içlerinde huzur bulacak bir “göz aydınlığı” olarak ikram edilirken, evlâtlar da “cennet nîmetleri” olarak takdim edilmiştir.
Âilene hizmet seni küçültmez, yormaz, aksine şeref kazandırır, berhüdâr eder. İyi insanlar, değerli hanımefendiler, mütevâzi ve saygılı davranırlar. Sevgi ve saygıları, âileyi ayakta tuttuğu gibi, toplumu da temizler, ihyâ eder.
KADIN EVİN ZIYNETİ, YUVANIN SÜSÜDÜR
Biz hanımlardan istenen, önce evlerimizde “kadın” olmaktır. Eşlerimiz ve çocuklarımız, bizim cennet vizemizdir. Verilen her emek, katlanarak huzur ve mutluluk olarak bize geri dönecektir. Biz nasıl davranırsak, er geç bize de öyle davranılacaktır. İyilik görmek istiyorsak, iyilik yapmaya kendimizi alıştırmalıyız. İltifat görmek için iltifat etmeyi öğrenmeli, sevgi ve saygı ifadeleriyle konuşmayı bir alışkanlık hâline getirmeliyiz.
Kadın evin ziyneti, yuvanın süsüdür. Eş ve çocukların her dâim huzur bulacakları yuvayı temiz tutmak, maddî ve mânevî kirlerden arındırmak, öncelikle kadınların sorumluluğundadır.
Kaynak: Seher Küçük, Şebnem Dergisi, 154. Sayı
YORUMLAR