Evsiz Dostu İmam Örnek Oldu

İstanbul’un Beyoğlu ilçesindeki Selimiye Hatun Camiî İmamı Osman Görkem, sokakta yaşayan evsizlerin ihtiyaçlarını karşılayıp dertlerini paylaşarak onlardan yardım elini esirgemiyor.

16 yıldır İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde imamlık yapan 51 yaşındaki Osman Görkem, sokakta yaşayan insanların yoldaşı olarak evsizlerin dertlerini kendi derdi olarak kabul ederek onlara görev yaptığı caminin kapısını açtı.

EVSİZ DOSTU İMAM

İhtiyaç sahiplerinin kullanması için caminin alt katına banyo yaptıran Görkem, bununla da yetinmeyerek her cumartesi sabahı cami önünde, çorba, çay, simit, kek ikramında bulunuyor.

Evsizlere hayırseverlerin getirdiği giyecekleri de dağıtan Osman Görkem, saç ve sakalı uzayan evsizleri kendisi tıraş ederek berberlik de yapıyor.

Bazı evsizlere iş bularak ilk maaşlarıyla da bir eve yerleştirip sokaktan kurtaran Görkem, küs olanları ailesiyle barıştırıp, uzakta olanları otobüse bindirip ailelerine kavuşturuyor.

Görkem, fakir insanlara her zaman ilgilendiğini, Taksim civarında sokakta kalan insanların sıkıntılarını da kendisine dert edindiğini aktararak, şöyle devam etti:

“Evsizlerin bazılarını berbat halde görünce onlara yardımcı olma ihtiyacı hissediyorum. Cami altına yıkanmaları için yer kurarak termosifon koydum ve yıkanmaya başladılar. Yerimiz dardı ama daha sonra kullanışlı hale getirdik. Termosifon yetişmeyince kombi koydurdum. 7/24 sıcak suyumuz sürekli akıyor. İlk zamanlarda günde 6-7 kişi banyo yapıyordu. Hafta sonu bu sayı 20-25 oldu. Şu an ortalama sayımız 40’ı buluyor. Banyonun temizliğini, organizasyonunu her şeyini ben hazırlıyorum.’’

Görkem, cumartesi günlerini evsizlere ayırdığını, onlar için cuma ikindiden sonra hazırlık yapmaya başladığını anlatarak, şöyle devam etti:

“Cumartesi sabahı çorba, çay, simit, poğaça ikramında bulunuyoruz. Bize gelen elbiseleri onlara dağıtıyoruz. İnsanlar kullanmadığı elbiseleri bize getiriyor. Biz evsizlere kıyafetleri dağıtıyoruz. Cuma her şeyi hazırlar sabahına hepsini dağıtırız. Onları ben elektrikli makineyle tıraş ederek berberliği öğrendim. Şu ana kadar 500-600 kişiyi tıraş ettim. Sokakta kalanları tıraş etmemden mutlu oluyorlar. Buraya gelen dini, dili, ırkı kim olursa olsun banyo, tıraş, elbise, cumartesi günleri çay, çorba, yemek imkanı sağlıyorum. Çalışmak isteyene iş bulmaya çalışıyoruz. Kendi gayretiyle iş bulanı da ilk maaşını alıp bir pansiyon ya da bir ev tutana kadar camide barındırıyorum. Bir senede 25 kişiye iş bulduk. Bunların 15-16 tanesi şu anda çalışıyor ayakları üstünde duruyorlar. 13-14 kişiyi ailesiyle barıştırdık, yuvalarındalar.”

“BİR İNSANI KURTARMAK BÜTÜN İNSANLIĞI KURTARMAK GİBİDİR”

Sokakta yaşan insanların camiyi benimseyip alıştığını dile getiren Görkem, bunun kendisini mutlu ettiğini ifade etti.

Görkem, evsizlere her hafta “düştükleri yerden nasıl kalkmaları” konusunda nasihatte bulunduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

“Dağıtımdan önce 5-10 dakika konuşma yaparım. Bu insanların en büyük noksanlığı ilgi ve sevgi. İlgi ve sevgiye çok muhtaçlar. Çoğu tıraş olmak istemez, çekinir. Sebebi ise saçları berbat belki kafasında bit var, utanıyor, çekiniyor ama ben hiç onlara bakmadan sarılım, yaklaşırım, onu tıraş ederim. Bu işi yaparken seveceksiniz. Sevmezseniz başaramazsınız. Sevmezseniz o adamların bırakmış olduğu saçı, tüyü, çamaşırları alıp çöpe atamazsınız, banyosunu yaptıramazsınız. Ben yıkarım, fark etmez, çünkü seviyorum. Bir insanı kurtarmak bütün insanlığı kurtarmak gibidir. Biz yapmazsak kim yapacak?”

‘‘İNSANLARA ÖN YARGILI BAKILMASIN”

Bir insanın sokakta kalıp ölmesinin bütün insanların günahı olduğunu dile getiren Görkem, ‘‘İnsanlar sokakta kalan insanlara yardım ederse sokakta yaşayan insan kalmaz. Biz görevimizi yapalım. Sokakta kalan insanlara halkımız ön yargılarla bakmasınlar.’’ dedi.

Yaptığı hiçbir işte maliyeti düşünmediğini belirten Görkem, sözlerini, ‘‘Kimse vermezse cebimden karşılarım ama Rabbim bir yerden gönderiyor. Çok mecbur kalmadan parasal yardım almıyoruz, masrafları cemaatten karşılıyoruz.’’ diye tamamladı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.