Evsizlere Sıcak Bir Yuva Talimatı

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Kaya, 81 il valiliğine yolladığı genelgeyle soğuk kış günlerinde sokakta yaşayan, evsiz, kimsesiz vatandaşların tek tek tespit edilerek misafirhaneler, otel veya pansiyonlara yerleştirilmesi talimatını verdi.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, soğuk kış günlerinde sokakta yaşayan evsiz ve kimsesizlerin tek tek tespit edilmesi, bu durumdaki kişilerin kamu misafirhanelerine, buralarda yer olmaması durumunda ise otel ve pansiyonlara yerleştirilmesi için 81 ildeki valiliklere talimat verdi.

Türkiye genelindeki tüm valiliklere, ağır kış şartlarında sokakta yaşayan evsiz vatandaşların barınma, temizlik, temel gıda ve giyim ihtiyaçlarının karşılanması için Kaya imzasıyla genelge yollandı.

Kaya, AA muhabirine genelgeyle ilgili yaptığı açıklamada, "Soğuk kış günlerinde kimse sokakta kalmasın, herkes sıcak bir çatı altında olsun diye valiliklerimize genelge yolladık." dedi.

"SOKAKTA YAŞAYAN VATANDAŞLAR ARTIK SICAK BİR ÇATI ALTINDA OLACAK"

Türkiye'nin 81 ilinde sokakta yaşayan vatandaşların artık sıcak bir çatı altında olacağını vurgulayan Kaya, şunları kaydetti:

 "Vatandaşlarımız sıcak bir çatı altında olacak, kimse sokakta kalmayacak. 81 ilde valiliklerimiz bunu uygulayacak. Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüklerimiz ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarımızın ortak çalışmasıyla birlikte soğuk kış günlerinde sokakta kimse kalmayacak."

Bakan Kaya, açıklamasında, "Daha önceden valilikler, belediyeler, yerel ölçekte kısmi uygulamalarla ve imkanları el verdiğince bu durumdaki vatandaşlarımızın misafirhanelerde barınmalarını sağlıyorlardı. Bundan sonra 81 vilayetimizde soğuk kış günlerinde vatandaşlarımız misafirhanelerde, buralarda yer yoksa da otellerde barındırılacak." ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.