Ezanın Nasıl Okunacağı ile İlgili Hadisler
Ezan nasıl okunur? Ezanın nasıl okunacağı ile ilgili hadisler...
Abdullah İbn-i Zeyd şöyle demiştir:
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem namaz vakitlerinde cemaatı toplamak için çan yapılmasını emredince, rüyamda bir şahıs elinde çanla etrafımda dolaştı. O şahsa, ey Allah’ın kulu elindeki çanı satar mısın? Diye sordum. O kimse:
Çanı ne yapacaksın, dedi.
Onunla cemaatı namaza çağıracağım, dedim.
O kimse, sana çandan daha güzel bir şeye kılavuzluk edeyim mi? Dedi. Ben de evet dedim. O kimse bana: Allah yücedir, Allah yücedir, Allah yücedir, Allah yücedir. Allah’tan başka ilah olmadığına şahidlik ederim, Allah’tan başka ilâh olmadığına şahidlik ederim. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin Allah’ın kulu ve Peygamberi olduğuna şahidlik ederim. Muhammed’in Allah’ın kulu ve Peygamberi olduğuna şahidlik ederim. Namaza gelin, namaza gelin, felaha gelin, felaha gelin, Allah yücedir, Allah yücedir. Allah’tan başka ilâh yoktur dersin dedi. Sonra benden biraz öte ayrıldı ve şöyle dedi. Namaza kalktığında, Allah büyüktür, Allah büyüktür, Allah’tan başka ilâh olmadığına şahidlik ederim, Muhammed’in Allah’ın kulu ve Peygamberi olduğuna şahidlik ederim. Namaza gelin, kurtuluşa gelin, namaz başladı, namaz başladı, Allah yücedir, Allah yücedir, Allah’tan başka ilah yoktur, dersin. Sabah olunca Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve selleme gelip, gördüğümü haber verdim. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem
“İnşaallah o Hak hir rüyadır. Bilâl’le birlikte kalkın, sen gördüklerini Bilâl’e söyle, söylediklerinle Bilâl ezan okusun. Çünkü, Bilâl’in sesi senden daha yüksektir,” buyurdu. Bilâl’le birlikte kalktık, ben O’na söylüyordum. O okuyordu, Hattab’ın oğlu Ömer radıyallahu anh evinden Bilâl’in ezanını işitince cübbesini çekerek Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selleme geldi ve seni hak Peygamber olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki, Abdullah’ın gördüğünün aynını ben de gördüm, dedi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de: “Allah’a hamdolsun,” dedi.
Ebû Dâvud şöyle dedi: Zührî’nin Said bin Müseyyeb’den ve Abdullah bin Zeyd’den rivâyeti böyledir.
İbn-i İshak ezan bahsinde Zührî’den: Allah yücedir, Allah yücedir, Allah yücedir, Allah yücedir, diye rivâyet etti. Ma’mer ve Yunus, bu mevzuda Zührî’den Allah yücedir, Allah yücedir diye rivâyet ettiler. İkinci defa tekrarlamadılar. (Ebû Dâvûd, Salât, 28/499; Tirmizî, Ebvâb’us-Salât, b. 139, n. 189, s. 358, c. 1)
*
Ebû Mahzûre radıyallahu anh’dan, o da babasından o da dedesinden; Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selleme, Ey Allah’ın Rasûlü, bana ezanın sünnetlerini öğret, dedim. Ebû Mahzûr’a dedi ki:
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem başımın ön kısmını okşadı ve şöyle buyurdu:
“Allah yücedir, Allah yücedir, Allah yücedir, Allah yücedir der bunlarla sesini yükseltirsin, sonra Allah’tan başka ilâh olmadığına şahidlik ederim, Allah’tan başka ilâh olmadığına şahidlik ederim, Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem Allah’ın kulu ve peygamberi olduğuna şahidlik ederim. Muhammed’in Allah’ın kulu ve peygamberi olduğuna şahidlik ederim, der, bunlarda sesini biraz kısarsın.
Yine Allah’tan başka ilâh olmadığına şahidlik ederim, Allah’tan başka ilâh olmadığına şahidlik ederim, Muhammed’in Allah’ın kulu ve peygamberi olduğuna şahidlik ederim, Muhammed’in Allah’ın kulu ve peygamberi olduğuna şahidlik ederim diye (ikinci) şahadetlerde sesini yükseltirsin. Haydin namaza, haydin namaza, haydin felaha, haydin felaha dersin. Eğer sabah namazı için okunuyorsa namaz uykudan hayırlıdır, namaz uykudan hayırlıdır, Allah yücedir, Allah yücedir, Allah’tan başka ilâh yoktur,” dersin, buyurdu. (Ebû Dâvûd, Salât, 28/500)
Hadisin Açıklaması
Namaz uykudan hayırlıdır, cümlesi Abdullah bin Zeyd’e talim edilen ezanda yoktu. Hz. Bilâl müezzin tayin edildikten sonra, her sabah gelir Peygamberimizi çağırırdı. Bir sabah yine geldi çağırdı. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin uyumakta olduğu haber verildi. Bilâl radıyallahu anh yüksek sesle, “Essalâtü hayrun minen nevm (Namaz uykudan hayırlıdır)” diye bağırdı. Bu cümle Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin hoşuna gitti. Bu cümlenin sabah namazlarında, “Hayyaalel felah”tan sonra söylenmesini emir buyurdu. Ondan sonra sabah namazlarında okunmaya devam edildi.
Ebû Mahzûra’dan rivâyet edilen bu hadiste terci de var.
Terci önce yavaş yavaş Allah’tan başka ilah olmadığına şahidlik ederim Allah’tan başka ilâh olmadığına şahidlik ederim, Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in Allah’ın Rasûl-i olduğuna şahidlik ederim.
Muhammed’in Allah’ın Rasûl-i olduğuna şahidlik ederim, dedikten sonra tekrar yüksek sesle ikişer kere bu şahadetleri tekrar etmeye derler.
İmâm-ı Azam’a göre:
Ezânda terci yoktur. Çünkü o, terci bildirilmeyen rivâyetleri tercih etmiştir.
Diğer üç mezhebe göre ezanda terci yapılır.
*
Ebû Mahzûra radıyallahu anhdan: Bir önce geçen bu haberin benzeri nakledildi. O rivâyette sabahın birinci ezanında, “Namaz uykudan hayırlıdır, namaz uykudan hayırlıdır,” (vardı).
Ebû Dâvud: Müsedded’in hadis-i daha açıktır, dedi. Müsedded, rivâyetinde şöyle dedi: Ebû Mahzûra dedi ki: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana ikameti ikişer ikişer öğretti. Allah yücedir, Allah yücedir. Allah’tan başka ilâh olmadığına şahidlik ederim. Allah’tan başka ilâh olmadığına şahidlik ederim. Muhammed’in Allah’ın kulu ve Rasûlü olduğuna şahidlik ederim. Haydin namaza, haydin namaza, haydin kurtuluşa haydin kurtuluşa. Allah yücedir, Allah yücedir, Allah’tan başka ilâh yoktur.
Abdurrezâk rivâyetinde söyle dedi: (Rasûlullah Ebû Mahzûra’ya): “İkamet getirdiğinde namaz başladı, namaz başladı diye iki defa söyle dediğini işittin mi?” buyurdu.
Saîp şöyle dedi: Ebû Mahzûra, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem onun başının önünü eliyle sıvadığından alın saçını ayırmaz ve kesmezdi. (Ebû Dâvûd, Salât, 28/501)
Hadisin Açıklaması
Ezan lafızlarının ilk tekbirleri dört, diğer lafızları ikişer ikişer, en sonunda tevhid bir kere rivâyet edilmiş, ikamette ise ilk tekbirler iki kere, şehadetler birer birer, Hayyaalesselah, Hayyaalelfelah birer kere. Kadkametissalah iki kere, tekbirler ikişer kere, lailaheillallah bir keredir. Bu hadiste ise ikamette lafızlar ezanda olduğu gibi ikişer ikişer rivâyet olunmuştur.
Ebû Dâvud bu rivâyetin daha sarih olduğunu söylemiştir.
Mısır, Şam ve Hicaz ilim adamlarının” çoğu. Mâliki, Şâfiî ve Ahmed bin Hanbel hazretleri ikamette dörtyüz doksandokuz nolu hadiste rivâyet edildiği gibi birer birer okunmasını kabul etmişler, İmâm-ı Azam hazretleri ise, bu ve bundan sonra gelecek olan beşyüz iki nolu hadise dayanarak ikamette de ikişer ikişer rivâyetini tercih etmiştir.
Bu durumda İmâm-ı Azam’a göre ikamet onyedi kelimedir. Terci hariç tutulursa ezan da onbeş kelimedir. Sabah ezanlarında iki kere esselâtü hayrun minen nevm (Namaz uykudan hayırlıdır), ziyade edilince ezan da on yedi kelime olur. (Bezl-ül-Mechüd, c. 4, s. 24, Mealim’üs-Sünen, 1, s. 277)
*
İbn-i Muhayrız radıyallahu anhdan: Ona Ebû Mahzûr’a haber verdi:
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ezanı ona ondokuz kelime, ikameti onyedi kelime olarak öğretti.
Ezân: Allah yücedir, Allah yücedir, Allah yücedir, Allah yücedir. Allah’tan başka ilâh olmadığına şahidlik ederim.
Allah’tan başka ilâh olmadığına şahidlik ederim. Muhammed’in Allah’ın kulu ve Peygamberi olduğuna şahidlik ederim. Muhammed’in Allah’ın kulu ve Peygamberi olduğuna şahidlik ederim. Allah’tan başka ilâh olmadığına şahidlik ederim. Allah’tan başka ilâh olmadığına şahidlik ederim. Muhammed’in Allah’ın kulu ve Peygamberi olduğuna şahidlik ederim. Muhammed’in Allah’ın kulu ve Peygamberi olduğuna şahidlik ‘ederim.
Haydin namaza, haydin namaza, haydin felaha, haydin felaha, Allah yücedir, Allah yücedir. Allah’tan başka ilâh yoktur.
İkamet: Allah yücedir, Allah yücedir, Allah yücedir, Allah yücedir. Allah’tan başka ilâh olmadığına şahidlik ederim, Allah’tan başka ilâh olmadığına şahidlik ederim. Muhammed’in Allah’ın kulu ve Peygamberi olduğuna şahidlik ederim. Muhammed’in Allah’ın kulu ve Peygamberi olduğuna şahidlik ederim. Haydin namaza, haydin namaza, haydin fellaha, haydin felaha, namaz başladı, namaz başladı, Allah yücedir, Allah yücedir. Allah’tan başka ilâh yoktur.
Hemmam’ın kitabındaki rivâyet Ebû Mahzûre hadisindeki gibidir. (Ebû Dâvûd, Salât, 28/502)
*
Ebû Mahzûra radıyallahu anhdan: Rivâyet edildiğine, göre şöyle demiştir:
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ezanı bana bizzat kendisi okudu. “Allah büyüktür, Allah büyüktür. Allah büyüktür, Allah büyüktür. Allah’tan başka ilah almadığına şahidlik ederim, Allah’tan başka ilah olmadığına şahidlik ederim. Muhammed’in Allah’ın Peygamberi olduğuna şahidlik ederim, Muhammed’in Allah’ın Peygamberi olduğuna şahidlik ederim,” de.
Sonra da dön sesini yükselt. Allah’tan başka ilâh olmadığına şahidlik ederim, Allahtan başka ilâh olmadığına şahidlik ederim, Muhammed’in Allah’ın kulu ve Peygamberi olduğuna şahidlik ederim. Muhammed’in Allah’ın kulu ve Peygamberi olduğuna şahidlik ederim. Haydin namaza, haydin namaza, haydin kurtuluşa, haydin kurtuluşa. Allah yücedir, Allah yücedir, Allah’tan başka ilâh yoktur.” (Ebû Dâvûd, Salât, 28/503)
*
Ebû Mahzûra radıyallahı anh’dan: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana ezanı harf harf şöyle okudu: “Allah büyüktür, Allah büyüktür, Allah büyüktür, Allah büyüktür. Allah’tan başka ilah olmadığına şahidlik ederim, Allah’tan başka ilâh olmadığına şahidlik ederim, Muhammed’in Allah’ın Rasûl-i olduğuna şahidlik ederim, Muhammed’in Allah’ın Rasûl-i olduğuna şahidlik ederim. Allah’tan başka ilah olmadığına şahidlik ederim. Muhammed’in Allah’ın Rasûl-i olduğuna şahidlik ederim, Allah’tan başka ilah olmadığına şahidlik ederim. Muhammed’in Allah’ın Rasûl-i olduğuna şahidlik ederim, Muhammed’in Allanın Rasûl-i olduğuna şahidlik ederim.
Haydin namaza, haydin namaza, haydin felaha, haydin felaha. İbrahim bin İsmail dedi ki: Ebû Mahzûra sabah ezanında, “namaz uykudan hayırlıdır,” diyordu. (Ebû Dâvûd, Salât, 28/504)
*
Ebû Mahzûra radıyallahu anhdan: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ona ezanı öğretti. Şöyle buyurdu: “Allah yücedir. Allah yücedir. Allah’tan başka ilah olmadığına şahidlik ederim, Allah’tan başka ilah olmadığına şahidlik ederim.” Sonra İbn-i Cüreyc’nin Abdülaziz bin Abdülmelik’ten rivâyet ettiği hadisin benzerini ve aynı manada rivâyet etti.
Ebû Dâvud dedi ki: Mâlik bin Dinar’ın hadisinde dedi ki, Ebi Mahzûre’nin oğluna sordum, babanın Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemden rivâyet ettiği ezandan bana haber ver, dedim. O da anlattı ve şöyle dedi: “Allah yücedir, Allah yücedir.” Cafer bin Süleyman’ın Ebû Mahzûre’nin oğlundan, O’nun da amcasından, O’nun da dedesinden rivâyeti de böyledir. Şu kadar var ki, O şöyle dedi: Sonra döner terci yaparsın) Allah yücedir, Allah yücedir, diye sesini yükseltirsin. (Ebû Dâvûd, Salât, 28/505)
*
Âmr bin Mürre radıyallahu anh’dan: İbn-i Ebû Leylâ’nın şöyle dediğini işittim. Namaz, üç şekilde değişiklik geçirmiştir. Bize ashab şöyle bildirdiler. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu; “Müslümanların veyahut mü’minlerin namazlarının beraber olması hoşuma gidiyordu. Bazı kimseleri evlere gönderip namaz vaktinde halkı çağırmalarını, bazı erkeklerin yüksek binaların üzerine çıkıp halkı namaza davetlerini düşündüm. Hatta davet için çan çaldılar. Veya nerde ise çalacaklardı,” buyurdu. Ensardan bir zat gelerek, Ey Allah’ın Rasûlü, senin gibi ben de aynı mevzuda düşünerek evime döndüm. Üzerinde yeşile benzeyen iki elbise bulunan bir şahsı mescidin üzerinde ezan okurken gördüm. Ezândan sonra biraz oturup sonra kalkarak aynı ezanı tekrarladı. Ve ezandan farklı olarak namaz başladı, dedi. Eğer insanların beni yalanla ithamından korkmasa idim.
İbn-i Müsenna:
Sizin beni yalanla ithamınızdan korkmasa idim ben uyanıktım uyumuyordum, derdim. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de şöyle buyurdu: (İbn-i Müsenna rivâyetinde şöyle dedi.)
“Allah sana şüphesiz hayrı gösterdi.” Ama Âmr bin Mürre “Allah sana hayrı gösterdi” cümlesini rivâyet etmedi.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
“Bilâl’e emir et ezan okusun,” buyurdu. Ömer radıyallahu anh Abdullah’ın gördüğü gibi ben de gördüm amma, o benden önce anlattığı için gördüğümü söylemekten utandım, dedi.
İbn-i Ebi Leylâ şöyle dedi: Bize ashabımız haber verdi. Dedi ki: ana kadar bir şahıs gelir namazın ne kadarını kıldıklarını sorar ona ne kadarına yetişemediği haber verilirdi.
Muaz geldi cümlesine kadar Husayin bin Abdürrahman bin Ebi Leyla’dan nakletti:
Şu’be diyor ki: Bunu Husayin’dan işittim, dedi ki: Muaz dedi; “hep Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemi bir hal üzere görmezdim,” cümlesinden böylece işleyin” cümlesine kadar.
Ebû Dâvud dedi: Âmr bin Merzuk’un hadis-ine uzaktım. Âmr bin Merzuk rivâyetinde şöyle dedi: Muaz namaza geldi, ona işaret ettiler. Şu’be dedi ki, benim Husayin’den işittiğim budur. İbn-i Ebi Leyla rivâyetinde dedi ki: Muaz şöyle dedi: Ben Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemi namazda hangi hal üzere görürsem ben de öyle yaparım.
Muaz dedi ki: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Muaz size doğru bir yol gösterdi. Böylece yapınız.”
İbn-i Ebi Leyla dedi: Bize ashab-ımız haber verdi. Rasûlullah sallahu aleyhi ve sellem Medine’ye geldiği vakit Müslümanlara (her ay) üç gün oruç tutmalarını emretti. Sonra Ramazan orucunun farziyeti hakkındaki ayet indirildi. Medineliler oruca alışmamış bir milletti. Onlara oruç tutmak zor geliyordu. (Oruç tutmayan kimse bir fakiri (sabahlı akşamlı) doyuruyordu. Bunun üzerine şu ayet indi. (Sizden kim Ramazan ayına şahit olursa onu tutsun.) (Bakara 185) Ramazanda orucu yemek ruhsatı, hastalar ve misafirlere bırakıldı, sağlam olanlar oruçla emrolundular.
İbn-i Ebi Leylâ dedi; Bize ashab-ımız haber verdi.
Bir kimse iftar zamanına eriştiği “vakit bir şey yemeden uyursa, bir daha sabaha kadar bir şey yiyemezdi. (Sahura kalkmak yoktu) Muaz bin Cebel dedi: Ömer bin Hattab hanımının yanına geldi, onunla gece cima etmek istedi. Hanımı ben iftardan sonra uyudum (Cima caiz değil) dedi.
Hz. Ömer hanımının mahsustan özür ileri sürdüğünü zannederek ona cimada bulundu.
Ensar’dan bir zat akşam evine geldi, yemek yemek istedi. Sonra biraz yemek ısıtalım, dediler. O da uyuya kaldı. Yemeği yiyemedi. Sabahleyin onun hakkında şu ayet indi. (Oruç gecelerinde anımlarınıza cima etmeniz helâl kılındı. (Bakara 187) (Ebû Dâvûd, Salât, 28/506)
Hadisin Açıklaması
Bu hadisin metninden de anlaşılacağı üzere namaz üç merhale geçirmiş, ilk günlerde herkes namaza aynı anda gelemiyorlardı. Çünkü ezan okunmuyor, herkes namazın kılınacağı vakti bilemiyordu. Sonradan gelenler geçirdikleri rekâtı kılıyorlar, geri kalan rekâtları Rasûl-i Ekrem ile tamamlıyorlardı. Bu durumda kimisi ayakta, kimisi rükûda, kimisi secdede oluyor, bu da bir ahenksizlik doğuruyordu.
Bir gün Hz. Muaz namaza geç gelmişti. Kendisine ne kadar rekâta yetişemediği işaretle bildirildi. Hz. Muaz cevap verdi. Ben namaza geldiğimde Rasûlallah sallallahu aleyhi ve sellemi namazın neresinde ne halde bulursam ben de, o hal üzere olurum. Rükûda ise ben de rükûda, secdede ise ben de secdedeyim. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemi bırakıp geçirdiğim rekâtlarla uğraşmam, dedi.
Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz gerçekten Muaz size uyulması gereken yolu tesbit etti, buyurdu. Ondan sonra namaza, uyanlar İmâm-ı bırakıp geçirdikleri namazla meşgul olmadılar, imam selâm verdikten sonra geçirdiklerini kaza ettiler. Ezânda okunduğu için cemaate vaktinde gelme imkânı sağlandı. Namazın geçirdiği üçüncü hal bir sonra gelecek hadiste bildirileceği gibi hicretten sonra bir buçuk yıla yakın namaz Mescid-i Aksa’ya dönülerek kılınmıştı. Sonra Kabe’ye dönderildi. Hicretten sonra orucun farz kılındığı ilk günlerde ramazan gecelerinde iftardan sonra uyunmuşsa, ertesi günü aksama kadar yemek yenemez, sahura kalkılamazdı. Yine ramazan gecelerinde hanımına cinsî yakınlıkta bulunulamazdı. Hz. Ömer’in hanımına yaklaşması Ensarî Sırma radıyallahu anhın akşam uyuya kalması, Bakara sûresinin 187 nci ayetinin inmesine; ramazan gecelerinde cinsi yakınlığın helâl olmasıyla, sahur yemeğinin yenmesi ruhsatının gelmesine sebep oldu.
*
Muaz bin Cebel radıyallahu anhdan rivâyet edildiğine göre şöyle dedi:
Namaz üç şekilde değişikliğe uğramıştır: Oruç da üç şekilde değişikliğe uğramıştır. Nasır hadis-i uzunluğuna (sonuna kadar) sevketti. İbn-i Müsenna hadisten yalnız namazların Beyt-i Makdis’e karşı olanı anlattı.
Üçüncü hal Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Medine’ye gelerek on üç ay Aksa Mescidi’ne dönerek namaz kıldı. Ve Allah şu ayeti indirdi. Bakara 144. (Yüzünü semaya döndürdüğünü görüyoruz, seni razı olacağın bir kıbleye döndüreceğiz. Yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir, her nerede olursanız yüzünüzü o tarafa çevirin.) Allah Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemi Kabe’ye dönderdi; hadisini böylece tamamladı.
Nasır b. Muhacir rüya sahibini ismen söyleyerek şöyle dedi:
Ensardan bir zat olan Abdullah bin Zeyd gelip gördüğü şahıs hakkında şöyle anlattı. Kıbleye döndü:
Allah büyüktür. Allah büyüktür.
Allah’tan başka ilâh olmadığına şahidlik ederim.
Allah’tan başka ilâh olmadığına şahidlik ederim.
Şüphesiz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin Allah’ın, kulu ve Peygamberi olduğuna şahidlik ederim.
Şüphesiz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin Allah’ın kulu ve Peygamberi olduğuna şahidlik ederim.
İki defa haydin namaza,
İki defa haydin felaha
Allah en büyüktür. Allah en büyüktür.
Allah’tan başka ilâh yoktur, dedi ve biraz ara verdikten sonra ezanı aynen tekrarladı. Yalnız haydin felaha dedikten sonra namaz başladı, namaz başladı, dedi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem onu Bilâl’a öğret, buyurdu. Bilâl da bu kelimelerle ezan okudu.
İbn-i Muhacir oruç hakkında şöyle dedi. Muaz dedi ki: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem her aydan üç gün ve aşure gününü de oruçlu geçirirdi. Allah (Sizden öncekilere oruç farz kılındığı gibi size de farz kılındı.) ayetini (Bir fakir taamı) cümlesine kadar indirdi. Dileyen oruç tutar, dileyen yer, yerine her gün bir fakir doyurur, onun için oruç yerine geçerdi. Bu orucun geçirdiği bir haldir. Allah Teâlâ (O ramazan ayı ki Kur’ân onda indi.) ayetini (Başka günlerde tutar) cümlesine kadar indirdi. Ramazanda evinde olanların oruç tutması misafir olanların dönünce kaza etmeleri, oruca dayanamayan ihtiyar erkek ve ihtiyar kadınların her gün için bir fakir doyurması şart kılındı.
O gün, akşama kadar çalışmış olan Sırma radıyallahu anh geldi deyip, hadisi sevketti. (Ebû Dâvûd, Salât, 28/507)
Kaynak: İbrahim Koçaşlı, Sünen-i Ebî Davud ve Tercemesi, Erkam Yayınları