“Falan ve Falanın Dinimizden Bir Şey Bildiklerini Sanmam” Hadisi

HADİSLER

"Falan ve falanın bizim üzerinde bulunduğumuz şu dinimizi bildiklerini sanmıyorum" hadisini nasıl anlamalıyız?

Âişe radıyallahu anhâ'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Falan ve falanın dinimizden bir şey bildiklerini sanmam." (Buhârî, Edeb 59)

Hadisi Nasıl Anlamalıyız?

Kütüb-i Sitte içinde sadece Buhârî'nin Sahîh'inde yer alan bu hadisin ravilerinden Leys İbni Sa'd, hadiste kendilerinden bahsedilen bu iki kişinin münâfıklardan olduğunu bildirir. Onun bu görüşü sonraki âlimlerce tartışılmıştır.

Buhârî'deki ikinci rivayette de Efendimiz, "Falan ve falanın bizim üzerinde bulunduğumuz şu dinimizi bildiklerini sanmıyorum" buyuruyor.

Efendimiz'in bu beyanları, söz konusu iki kişi hakkında bir sûizan ve kötüleme değil, başkalarının onlara bakıp yanılmamaları için mevcut durumlarını bildirmekten ibarettir. Hadiste her ne kadar zan ifadesi geçiyorsa da zannın, bir çok yerde olduğu gibi burada da "kesin bilgi ve kanaat (ilm-i yakîn)" anlamına geldiğine işaret edilmiştir. Nitekim dilimizde de  "herhalde" kelimesi, bazan "şüphe" bazan da "mutlaka, şüphesiz" anlamında kullanılmaktadır. Böylece Efendimiz, "Falan ve falanın bizim şu dinimizi bilmediklerini, ondan bir şey öğrenmediklerini biliyorum" buyurmuş olmaktadır. Bu da onların sebep olabilecekleri yanılgıları önlemek için gerekli  bir açıklamadır. Buradan hareketle, günümüzde çokça rastladığımız gibi, yeterli bilgisi olmadığı halde din hakkında görüş açıklayan, ahkâm kesen kimselerin bu durumlarının kamuya açıklanmasının gıybet olmadığıhatta onların Müslümanlara verecekleri zararı önlemek için gerekli olduğu anlaşılır. Nitekim, Nevevî merhum da bu kanaatte olduğu için  hadisi, mübah olan gıybet konusunda zikretmiş bulunmaktadır.

Her iki hadiste kendilerine işaret edilen şahısların kimler olduğu tesbit edilememiştir. Efendimiz'in kimleri kasdettiği zamanında anlaşılmış olmasına rağmen, sonraki dönemlerde açıklanmamış ve kaynaklarda isimleri yer almamıştır. Böylece o kişilerin sonraki dönemlerde çekiştirilmeleri önlenmiştir.

Hadisten Öğrendiklerimiz

1. Müslümanları uyarmak ve uğramaları muhtemel zararlardan korumak maksadıyla bazı kişiler hakkındaki bilgileri açıklamak gıybet değildir.

2. Peygamber Efendimiz, din hakkında bilgisi olmayanların halkı yanıltmalarını önleyici açıklamalarda bulunmuştur.

Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları