Fânîlerden Medet Umma!

İnsanın, hem dünya hemde ahiret için kendi çabasının kıymeti nedir? Câfer-i Sâdık Hazretleri bu hususta sorulan sorulara nasıl cevap veriyor? Medet umulacak tek yer neresidir? Câfer-i Sâdık Hazretleri cevaplıyor...

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“Allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar. Herkesin kazandığı (hayır) kendine, yapacağı (şer) de kendinedir...” (Bakara, 286)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

"Yedi şey gelip çatmadan iyi işler yapmaya bakın. Yoksa siz insana görevlerini unutturan fakirlikten, azdıran zenginlikten, halsiz bırakan hastalıktan, bunaklaştıran ihtiyarlıktan, ansızın yakalayan ölümden, gelmesi beklenen şeylerin en fenası deccâlden, belâsı daha büyük ve daha acı olan kıyametten başka bir şey mi gözlüyorsunuz?" (Tirmizî, Zühd 3)

CÂFER-İ SÂDIK HAZRETLERİ’NDEN KIYMETLİ TAVSİYELER

Bir gün yoksulun biri, Câfer-i Sâdık Hazretleri’ne:

“–Neden gece-gündüz çalışıp durmaktasın?” diye sormuştu. O da şöyle cevap verdi:

“–Baktım ki, benim işimi bir başkası benim gibi yapamıyor, ben de kendi işimi kendim yapmaya karar verdim ve tembelliği üzerimden attım. Yaratıldığımdan beri, rızkım bana gelip yetişiyor. Bu yüzden ne hırsım kaldı, ne de tamahım.

Bir gün ölüm gelip çatacak, kimse benim için ölmeyecek. Bu sebeple ölüme hazırlanmaya ve onu karşılamaya koyuldum. (Ürpertici ölüm hakîkatini güzelleştirecek olan sâlih amellerin gayretine yöneldim.)

Medet Umulacak Tek Yer

Diğer taraftan, insanlarda da bir vefâ görmedim. O yüzden de cân u gönülden Allah Teâlâ’nın vefâsını tercih ettim. Bundan başka her şeyi terk ettim. (Bütün bunların «zıll-i zevâl», yani bitip yok olan fânî gölgeler ve boş hayaller hükmünde olduğunu idrâk ettim ve onlara ümit bağlamaktan) vazgeçtim." (Ferîdüddîn Attâr, İlâhînâme, İstanbul 2010, s. 121.)

İNSANIN KENDİ ÇABASININ ÖNEMİ

Âyet-i kerîmelerde buyrulur:

“Bilsin ki insan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur.” (Necm, 39)

Uhrevî bakımdan bir insanın kendi kendine vereceği faydayı da zararı da cümle âlem bir araya gelse veremez… Hakkʼın emirlerine isyan ederek kendisine zulmedeni -Allah dilemedikçe- hiç kimse azaptan kurtaramaz. Îman ve sâlih amellerden uzak durarak ebedî kurtuluş yolunda kendisine hayrı olmayana, hiç kimsenin hayrı dokunmaz.

Bu bakımdan fânîlere güvenerek, yani onlardan vefâ ve yardım umarak Bâkîʼyi unutmak ve Hakkʼın emirlerine bîgâne kalmaktan daha hazin bir hamâkat olamaz.

Unutmamak îcâb eder ki bütün fânîler, Cenâb-ı Hakkʼın dilemesiyle var olmuş ve yine Oʼnun dilemesiyle varlıklarını sürdürebilmektedirler. Herkes ve her şey Oʼna muhtaçtır. O hâlde, Bâkîʼyi unutup fânîlerden medet ummak, onlardan vefâ beklemek, nefsin bir aldatmacasıdır. (Osman Nûri Topbaş, Altınoluk Dergisi, Aralık-2014)

Kaynak: Altınoluk Dergisi, 2g1d Hizmeti

İslam ve İhsan

ALLAH KİMSEYE GÜCÜNÜN ÜSTÜNDE YÜK YÜKLEMEZ

Allah Kimseye Gücünün Üstünde Yük Yüklemez

ALLAH’IN HER ŞEYE GÜCÜNÜN YETMESİ İLE İLGİLİ AYETLER

Allah’ın Her Şeye Gücünün Yetmesi İle İlgili Ayetler

DÜNYA VE AHİRET HAYATININ ÖNEMİ NEDİR?

Dünya ve Ahiret Hayatının Önemi Nedir?

VEFA İLE İLGİLİ HADİSLER

Vefa İle İlgili Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.