Fatih Camii'ndeki Tablo Neyi Anlatıyor?
Fatih Camii içerisinde bulunan tablonun sırrı nedir? Bu tablodaki resim bize neyi anlatıyor? Tablo nasıl Fatih Camii'ne gelmiştir? İşte sır dolu tablonun 100 yıllık yolculuğu...
Fatih Camii'nin müezzin mahfilinde 100 yılı aşkın süredir bir tablo asılı durur. Bu tablonun da ilginç ve bir o kadar da ibretlik hikayesi vardır. Tablomuza baktığınızda resimde önce Topkapı sarayı –Mekke-Medine –Tren yolu ve Dünya haritası silueti vardır. Yani verilen mesaj açıktır aslında Muhammed İkbal’in de dediği gibi “Müslüman dünyanın gidişatından mesuldür”
YAĞMADAN KURTARILAN TABLO
Tablonun hikayesi kısa şöyle. Bu bilgiyi bize anlatan Allah uzun ömür versin Emin Saraç Hocamızdır. Kendisinden naklederek aktarmaya çalışacağım. Mimârizâde (Mihmânizâde) Muhammed Ali Bey, kayınpederi Mustafa Sabrî Efendi’ye ithâfen yapmıştır. Sabrî Efendî hicret etmek mecbûriyetinde kalınca, tıpkı memleketi terk eden Osmanlı Sultanlarının hânelerini talan edip, içindeki pek çok târihî ve antik değeri hâiz kıymetli eşyaları yağmaladıkları gibi bu konağı da yağmalamışlar, târ u mâr etmişlerdir. O yağmada bu resmi kapan şahıs da, o ithâf ibâresini karalayarak, seneler sonra bunu Malta’da satışa çıkarmış. Resme bir Hanımefendi müşteri çıkmış ve o zamanın parasıyla tam bir altına satın alıvermiş.
BU TABLO FATİH CAMİİNE NASIL GELDİ?
Peki, tablo Fatih Camiine nasıl geldi derseniz onun da hikayesini yine Muhterem Büyüğümüz Emin Saraç Hocamız şöyle anlatıyor: “Tabloyu alan bayanı göre bir beyefendi o hanımın yanına yaklaşmış ve “Hanımefendi siz bu resmi aldınız götürüyorsunuz ama bu resim Şeyhu’l-İslâm Mustafa Sabrî Efendinin evinden çalınmış, talan edilmiş eşyalardandır. Gelin bunu evinize götürmeyin; Fâtih Câmisinin bir köşesine asın da o da sizin hayrınız oluversin.” demiş. Hanım da insaflı bir kimseymiş, “Ya öyle mi!” demiş. Hemen bir hamal bulunuyor ve işte getirilip bu yerine asılıyor. Bu resim o tarihten beri buradadır.
Câminin boyaları yenilenirken yerinden indirmek îcâb etmiş. İndirirken de arkasını yırtmışlardı. Çok canım sıkılmıştı. Hem Mustafa Sabrî Efendiyi tanıyor olmak hem de hem şehrim olması hasebiyle asabiyet hislerim kabardı, kızdım. Sağ olsun, Osman Topbaş Beyden ricâ etdik, işin ehlini buldu da tâmir ettirdi. Bu resim çok ma’nâlıdır. Bir tarafta, görüyorsunuz, Sultân makâmını temsil eden birtakım şeyler var; öbür tarafta Kâbe-i Muazzama ve Ravza-i Mutahhara ve oraya giden tren yolu (Hicaz demiryolu) resmedilmiş. Bu bir târih tablosudur. Bizim sultanların gözleri, o iki makâm-ı âlîye bakar. Oraya gidecek yolları tanzîm ederler.”
Kaynak: Fahri Sarrafoğlu
YORUMLAR