Fatih İsmet Efendi Tekkesi'nin Tarihçesi
Yanyalı Şeyh Mustafa İsmet Efendi -kuddise sirruh- tarafından vakf edilen İsmet Efendi Tekkesi'nin tarihçesi...
İsmet Efendi Tekkesi, Yanyalı Şeyh Mustafa İsmet Efendi -kuddise sirruh- tarafından tesis edilmiş ve vakfiyesinde geçen ifade ile ‘derunünde icra-yı zikrullah olunmak üzere’ 1872′de vakfedilmiştir.
MUSTAFA İSMET EFENDİ KİMDİR?
Gençlik yıllarında Yanya Mahkeme-i Şer’iyye’si katipliğinde bulunan Mustafa İsmet Efendi, Cenab-ı Hakk’ın gönüllerine yerleştirdiği muhabbet ateşi hararetini hissettirmeye başladığında Yanya’dan ayrılarak Mekke-i Mükerreme’ye gitmişler; Mevlana Halid-i Bağdadi Hazretleri hulefasından Abdullah-ı Mekki’ye intisab ile Nakşibendi yolu’na kudum kılmışlardır.
Şeyhinin vefatının ardından Edirne’ye gelmiş, daha sonra bir müddet de İstanbul’da Kocamustafapaşa semtinde ikamet etmiştir. Nihayet Çarşamba’daki konağı satın alarak Tekke olarak vakfetmiş, yaklaşık altı ay kadar ikamet ettikten sonra da vefat etmiştir. İsmet Efendi’nin, müridlerine “Tekkeyi buldunuz ama galiba şeyhi kaybedeceksiniz” diyerek vefatını haber verdiği rivayet edilir. On altı sene kutbiyyet makamında bulunmuş bir mana eridir.
SULTAN ABDÜLMECİD HÂN, İSMET EFENDİ'NİN DERVİŞİYDİ
İsmet Efendi Hazretlerinin irşad faaliyetleri, bilhassa ulema ve mülkiye sınıfı nezdinde çok etkili olmuştur. II. Abdülhamid dönemi Dahiliye Nazırı Memduh Paşa’dan Tophane Müşiri Zeki Paşa’ya kadar devrin ileri gelenlerinin pek çoğu kendisinden feyz almıştır. Sultan Abdülmecid Han da İsmet Efendi’nin dervişlerindendir. Hatta vefatında İsmet Efendi Tekkesi civarında bulunan Sultan Selim Camii bahçesine defnedilmesini, her cuma akşamı tekkenin şeyhi olan zat ve on kadar dervişin gelerek türbesinde hatm-i hacegan okumalarını vasiyet etmiştir.
Rivayet edildiği üzere Mustafa İsmet Efendi 60 kadar zâta hilafet vermiştir. Yetiştirdiği halifeleri Tokat’ta, Bandırma’da, Bursa’da, Rumeli’nin birçok yerinde hakikat çerağını uyandırmışlardır. “Allah’ım bana vadetti; yoldan geçerken bu tekkenin kapısından bir kere muhabbetle bakanları dahi unutturmayacak, onlara şefaat edeceğim” buyururlarmış.
İSMET EFENDİ TEKKESİ'NİN MİMARÎSİ
İsmet Efendi’nin satın alarak dergâh olarak vakfettiği Nurettin Paşa Konağı yandığı için Hacı Ahmed Efendi’nin meşihati zamanında Memduh Paşa tarafından şimdi mevcut olan ahşap harem ve selamlık kısımları müceddeden inşa ettirilmiştir. Tevhidhâne olarak kullanılan birer tonoz kubbeyle örtülü iki bölüme sahip kagir bina tekkelerin seddinden sonra uzun süre metruk kalmış, nihayet Ali Haydar Efendi’nin damadı ve vekili Osman Nuri Efendi tarafından Anıtlar Yüksek Kurulu’nun da izniyle minare ve son cemaat yeri ilave edilip ortasındaki duvar kaldırılmak suretiyle 1958 yılında camiye çevrilmiştir. Dergahın geniş bahçesini üç taraftan çevreleyen taş duvarlardan cümle kapısını da barındıran kuzey kısmı 1992′de yolu genişletmek için yıkılmış yerine beton bir duvar inşa edilmiştir. Duvar üzerinde yer alan içten tonoz kubbeli dıştan çatı ile örtülü sarnıç da aynı yıkımda ortadan kalkmıştır.
Hazirede İsmet Efendi’nin, küçük mahdumu Abdullah Bahaeddin Efendi’nin, tekkenin postnişinlerinleri Dimetokalı Şerif Kudsi Efendi, Edirneli Hüseyin Kudsi Efendi, Kutbü’l İrşad Zağralı Halil Nurullah Efendi ile Nevrakoplu Hacı Ahmet Hilmi Efendi’nin, Memduh Paşa’nın, İsmet Efendi’nin hulefasından ve rical-i Devlet-i Aliyye’den Ali Sırrı Efendi’nin, yine hulefadan Süleyman Remzi Bey’in, ihvandan ve huzur-ı hümayun hocalarından Ahmed Hulusi Efendi’nin ve eski kadılardan Tikveşli Süleyman Remzi Bey’in kabirleri bulunmaktadır.
Tekkenin son şeyhi Fatih dersiamlarından Ahıskalı Ali Haydar Efendi‘dir.