Fatih Sultan Mehmet ve Kadı Vâkıası
Fatih Sultan Mehmed Han ile Rum Mimar arasında geçen, adalet anlamından bizler için büyük bir payda taşıyan vâkıa sizler için derledik...
Fatih Sultan Mehmed Han; İstanbul’un fethinden sonra, vazifesini emrinin hilâfına yapan bir hıristiyan mimarın kolunu kestirmişti.
İstanbul kadısı Hızır Bey, Fatih’in en yakın arkadaşı ve dostu idi. Kendisini İstanbul kadılığına da Fatih tayin etmişti.
Eli kesilen hıristiyan mimar, Kadı Hızır Bey’e gidip Fatih’i dâvâ etti. Fatih’e devlet silsile-i merâtibinde hitap tarzı; «es-Sultan İbnü’s-Sultan el-Gāzî Ebu’l-Feth Muhammed Hân-ı Sânî» iken Hızır Bey, Padişah’a, tebaadan herhangi bir insana karşı kullanılan hitapla; «Murad oğlu Mehmed, şu saatte mahkemeye gelin!» şeklinde celp gönderdi.
Fatih, murâfaa (duruşma) günü mütevâzı bir ferd-i millet gibi âlâyişsiz bir sûrette mahkemeye gitti. Maznun mahalline oturdu. Hızır Bey, yerini aldı. Ve muhakeme başladı.
Mahkemelerde hâkim adâlet tevzî ettiği için oturur; diğerleri ayağa kalkarak, ayakta ifade verirdi. Hızır Bey, Fatih’i oturur vaziyette görünce, O’na;
“–Şer‘-i şerif murâfaası üzresin, ayağa kalk!” diye ihtar etti.
Bu îkaz üzerine Fatih, ifade için ayağa kalktı. Kadı Hızır Bey; muhakeme neticesinde Fatih’i suçlu, hıristiyan mimarı mazlum buldu. Kısas âyetini okudu. Ve Fatih’in kolunun aynı şekilde kesilmesine karar verdi.
Hıristiyan mimar, bu muhteşem adâlet sahnesi karşısında duygulanarak gözyaşları içinde;
“Hakkımdan vazgeçiyor, diyet kabul ediyorum!..” dedi. Ayrıca Fatih de, şahsî malından kendisine bir ev bağışladı. Hıristiyan mimar;
“Dünyada böyle bir adâletin eşi yoktur. Ben bu andan itibaren müslümanım!” diyerek kelime-i şahâdet getirdi.
Fatih, Hızır Bey’e;
“–Benden değil de Allah’tan korktuğun için seni tebrik ederim!..” dedi.
Kalp terakkîsi ve duyguların değişmesi neticesinde, adâletin hükmü karşısında iki kıtaya hükmeden bir sultanın hâli;
«Dînin hükmü karşısında boynumuz kıldan ince!» ve;
«Şerîatin kestiği parmak acımaz!» tabirleri istikametindeydi.
Çünkü onlar muazzam bir mektep ve dergâh olan Osmanlı ailesinde en güzel şekilde terbiye görmüşlerdi.
Kaynak: osmannuritopbas.com
YORUMLAR
Ihsan ve islâm