Fatiha Suresinden Sonra “Amin” Demenin Hükmü
Kur’ân-ı Kerim’in en faziletli suresi olan Fatiha suresi sevap bakımından Kur’ân’ın üçte birine denk geliyor. Fatiha suresinden sonra “âmin” demenin hükmü ve faziletleri.
Muhammed bin Semmâd Hazretleri oldukça âbid bir zât idi. Cemaatle namaz kılma husûsunda çok hassas davranırdı. O der ki:
“Namazlarımı cemaatle edâ ederdim. Kırk sene boyunca bir defa olsun iftitah tekbirinden mahrum kalmadım. Ancak annemin ölümünde cenâzesiyle meşgul olduğum için bir vaktin ilk rekâtına yetişememiştim. Bu vaktin namazını, cemaat sevâbını alayım ümîdiyle, tam yirmi beş kere kıldım. O gece rüyâmda bana:
«–Ey Muhammed, namazını yirmi beş kere kıldın, lâkin meleklerin “âmin” demesinin sevâbını nasıl telâfî edeceksin?» denildi.” (Kandehlevî, Fezâil-i A’mâl, s. 275)
Zîrâ Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:
“İmam, Fâtiha’yı bitirdiğinde cemaat «Âmin!» desin. Zîrâ cemaatin bu sözü, semâ ehlinin «Âmin!» demesine muvâfık düşerse, kişinin geçmiş bütün (küçük) günahları affedilir.” (Buhârî, Ezân, 113; Müslim, Salât, 76)
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları