Fâtır Suresi 13. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Fâtır Suresi 13. ayeti ne anlatıyor? Fâtır Suresi 13. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Fâtır Suresi 13. Ayetinin Arapçası:

يُولِجُ الَّيْلَ فِي النَّهَارِ وَيُولِجُ النَّهَارَ فِي الَّيْلِۙ وَسَخَّرَ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَۘ كُلٌّ يَجْر۪ي لِاَجَلٍ مُسَمًّىۜ ذٰلِكُمُ اللّٰهُ رَبُّكُمْ لَهُ الْمُلْكُۜ وَالَّذ۪ينَ تَدْعُونَ مِنْ دُونِه۪ مَا يَمْلِكُونَ مِنْ قِطْم۪يرٍۜ

Fâtır Suresi 13. Ayetinin Meali (Anlamı):

O, geceyi gündüze katmakta, gündüzü de geceye katmakta, böylece onları uzatıp kısaltmaktadır. Güneşi ve ayı da emrine boyun eğdirmiştir. Onların hepsi belirlenmiş bir vakte kadar yörüngesinde akıp gider. İşte bütün bunları yapan, Rabbiniz olan Allah’tır. Her şeyin mutlak mülkiyeti ve hâkimiyeti yalnızca ona aittir. Ey müşrikler! Sizin O’ndan başka taptığınız putlar ise bir çekirdek zarına bile mâlik ve hâkim değillerdir.

Fâtır Suresi 13. Ayetinin Tefsiri:

Allah Teâlâ’nın sonsuz kudretinin bir delili de denizler ve onlardaki azamet tezâhürleridir. Meselâ görünüşte iki deniz birbirine benzer fakat sularının özellikleri bakımında birbirinden farklılık arz eder. Birinin suyu tatlı, içimi hoş ve susuzluğu gideren hususiyette iken, diğerinin suyu tuzludur, acıdır, içimi zordur ve susuzluğu gidermez. Bu farklılıklarına rağmen ikisinde birbirine benzer durumlar da vardır. Meselâ ikisinde de Kur’an’ın  “taze et” diye isimlendirdiği çeşitli balıklar bulunmakta, ikisinden de inci ve mercan gibi süs eşyası çıkarılabilmektedir. Birbirine benzeyen iki şeyde bu derece zıt farklılıklar meydana getirebilen, iki farklı şeyde de benzerlikler var edebilen, ancak fiillerinde muhtar ve mutlak kudret sahibi Allah Teâlâ olabilir. İnsanlara büyük faydalar sağlayan gemilerin sularda akıp gitmesi de Allah’ın koyduğu kanunlar sayesindedir.

Bir diğer ilâhî kudret tecellisi de gece ve gündüzün karşılıklı ve ölçülü bir tarzda kısayıp uzayarak birbirinin yerini alması, güneş ve ayın ilâhî kanunlara boyun eğerek tâyin edilen belli bir vakte kadar yörüngelerinde dönmesidir. Yalnız bunlar sonsuza kadar böyle devam etmeyecek, Allah’ın istediği bir zamanda gelip gidişlerine ve dönüp duruşlarına son verilecektir.

Şüphesiz bu muazzam işleri yapan, her şeyin mülkü, saltanat ve hâkimiyeti kudret elinde bulunan Rabbimiz Allah’tır. İsterseniz dönüp bir de, Allah’ın dışında tanrılık pâyesi verilen varlıkların durumuna bir göz atalım: Onların hiçbir şeye güçleri yetmez. 13. âyette geçen اَلْقِطْم۪يرُ (kıtmîr) kelimesi, “hurmanın çekirdeği üzerindeki çok ince zar” demektir. Bu kelime, müşriklerin putlarının bu kâinat içinde en değersiz bir şeye bile sahip olmadıklarını gösterir. Her şeyi en iyi bilen ve hakkiyle haberdâr olan Rabbimiz, putların mâhiyeti ve âhiret ahvâli hakkında da en doğru bilgiyi vermektedir. Hiç kimsenin Rabbimiz gibi bu hususları bilip haber vermesi mümkün değildir.

Bunun için:

Fâtır Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Fâtır Suresi 13. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.