Faydalı İlim Ne İle Olur?
İlmin hakîkati, Hakkʼın rızâsı istikâmetinde yaşanmasıyla ortaya çıkar.
Şeyh Sâdî Hazretleri buyurur:
“Ne kadar okursan oku, ne kadar bilgi edinirsen edin, bilgine yakışır şekilde davranmazsan (yani takvâ hayatın yoksa) câhilsin demektir.”
“Üzerine birkaç kitap yüklenmeyle, merkep âlim olur mu? O beyinsiz, sırtındakinin odun mu, yoksa kitap mı olduğunu bile fark edemez.”
İlmin hakîkati, Hakkʼın rızâsı istikâmetinde yaşanmasıyla ortaya çıkar. Yaşanmayan bir ilim, âyet-i kerîmede de buyrulduğu üzere; “kitap yüklü merkep misâli” mânâsız bir hamallıktır.
FAYDALI İLİM
İlim, kişiyi hakîkate, hayra, takvâya, sâlih amellere sevk ediyorsa faydalı ilimdir. Yoksa İblisʼte de ilim vardı, Kârun da ilim sahibiydi. Fakat onlar, ilmi, benliklerini palazlandırmanın vâsıtası kılmışlar, dehşetli bir gurur ve kibir bataklığına sürüklenmişlerdi.
Öte yandan ilmi zihne depolamak da kâfî değildir. Mühim olan, ilmin gerektirdiği olgunlukta bir şahsiyet ve karakter sergilemektir. Bu takdirde ilim, irfâna dönüşerek sâlih amellerin vücut bulmasına vesîle olur. Aksi hâlde davranışlara istikâmet vermeyen bir ilim, kuru bir hamallık ve faydasız bir yorgunluktan başka bir şey değildir.
PEYGAMBERİMİZİN DUASI
Nitekim Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de:
“Allâh’ım! Fayda vermeyen ilimden, huşû duymayan kalpten, doymak bilmeyen nefisten ve kabûl edilmeyen duâdan Sana sığınırım.” niyâzında bulunmuştur. (Müslim, Zikir, 73; Nesâî, İstiâze, 13, 65)]
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hak Dostlarından Hikmetler 1, Erkam Yayınları, 2013