Faydalı İlmin İşaretleri Nelerdir?

Faydalı ilim nedir? Yûnus Emre Hazretleri ilmi nasıl tarif ediyor? Hakikî ve faydalı ilmin iki kanadı nedir?

Faydalı ilim, sahibini Allâh’a götüren ilimdir. Îmân anahtarı olan tefekküre vesile olan ilimdir. Takvâyı artıran ilimdir.

Yûnus Emre Hazretleri’nin dediği gibi:

İlim ilim bilmektir,

İlim kendin bilmektir.

Sen kendini bilmezsin,

Bu nice okumaktır?

Sahâbe-i kiramdan Yezid bin Seleme el-Cûfî -radıyallâhu anh- bir gün Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in huzûruna çıkarak;

“–Ey Allâh’ın Rasûlü! Ben Siz’den pek çok hadis işittim. Fakat sonradan işittiklerimin, önceden işittiklerimi unutturacağından korkuyorum. Bana (hepsinin yerini tutacak) câmî bir söz söyleyiniz!” der.

Bunun üzerine Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyururlar:

“–Bildiklerin husûsunda Allâh’a karşı müttakî ol! (Bu sana yeter.)” (Tirmizî, İlim, 19/2683)

HAKİKÎ VE FAYDALI İLMİN İKİ KANADI

Hakikî ve faydalı ilim iki kanatlıdır:

  • Dünya ve ukbâ…
  • Madde ve mânâ…
  • Beden ve kalp…

Tek kanatla, sadece zâhir ile iktifâ edilirse, Hazret-i Mevlânâ’nın şu îkāzı gerçekleşir:

“Tek kanatla uçmaya kalkışan kuş, azgın kedilerin lokması olur!”

Yani kişi şeytanın ve nefs-i emmârenin pençesine düşer ve âhiretini kaybeder.

Mevlânâ Hazretleri tek kanatlı olanların hâlini şöyle tasvir eder:

“Çok âlim vardır ki irfandan nasîbi yoktur. İlmi ezberleyip yutmuştur da, Allâh’ın sevdiği bir dostu olamamıştır!”

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’i yakından tanıyıp O’na hürmet ve muhabbetle râm olabilmek, bu cihan dershânesinde görmemiz gereken en mühim tahsildir. Bu tahsilden mahrum biri, yani Allah Rasûlü’nü tanımayan bir kimse -isterse binlerce kitap okumuş, zihnine sayısız bilgi depolamış, çantasını diploma tomarlarıyla doldurmuş olsun- yine de câhil demektir.

TEK KANATLI İLMİN TEHLİKESİ

Tek kanatlı, dünyevî ilmin; insanı nasıl canavarlaştırdığını, nasıl gaddar bir hâle getirdiğini aylardır süren Gazze katliâmında görmekteyiz.

Bugün dünyayı câhiliyye devrine çevirenler, tek taraflı yetişmiş bilgiç kimselerdir. Gazze’de, Sudan’da ve diğer mazlum coğrafyalarda en acımasız zulümleri irtikâp edenlerin hepsi de, tek kanatlı yetişen ilim sahibi kimselerdir. Sahip oldukları yığınla dünyevî ilme rağmen, onlar; vicdansızca, merhametsizce zulmün en ağırlarını kolayla işleyebilmekte, destekleyebilmekte ve alkışlayabilmektedirler.

Hâlbuki;

Zâlimleri boykot husûsunda, Nemrud’un ateşindeki Hazret-i İbrahim’e bir damla su taşıyan karınca misâli, en azından safını belli eden hiçbir gayreti küçük görmemek gerekir. Hiç kimse;

“–Benim yapabileceğim boykottan ne olur ki?!.” demeyip, herkes -gücü nisbetinde- mazlumların haklı mücadelesini dünyaya duyurmaya çalışmalıdır. Zulme sessiz kalmamalı, zâlimleri protesto etmelidir.

Şâfiî fakihlerinden olan İzz bin Abdüsselâm -rahmetullâhi aleyh-, İslâm dünyasına savaş açmış haçlılara silâh ve silâh îmâlatında kullanılacak malzemenin satışının haram olduğuna ve bunu yapanların zâlim olacaklarına dair bir fetvâ yayınlamıştı. Bu fetvâyı duyan terzilerden biri, İbn-i Abdüsselâm’a gelerek;

“–Haçlılar bana elbise diktirmeye geliyorlar. Ben haçlılara elbise dikersem bu zulme ortak olur muyum?” diye sordu.

İbn-i Abdüsselâm ise günümüze de ışık tutan şu muhteşem cevabı verdi:

“–Hayır, sen zulümlerine ortak olmazsın. Sana iğne iplik satan zulme ortak olur, sen ise zâlimin ta kendisi olursun.”

Tek kanatlı dünyevî tahsille yetişenler ise, bu hassâsiyeti kalplerinde hissetmemektedir. Evlâtlarımızı böyle zararlı, insanı zâlim kılan bir tahsilden muhafaza etmemiz zarûrîdir.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2024 Ay: Ağustos, Sayı: 234

İslam ve İhsan

OKUMAKTAN MÂNÂ NEDİR?

Okumaktan Mânâ Nedir?

FAYDALI İLİM

Faydalı İlim

FAYDALI İLİM NE İLE OLUR?

Faydalı İlim Ne İle Olur?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.