Fedakar Anne
Sâdık Dânâ Hazretleri’nin kaleme aldığı İslam Kahramanları 2 eserinden “Ali Çavuş’un Mektubu, Padişah da Neferdir, Kolumu Kesiver Komutanım, Süveyş Harekatı, Allah Yolunu Açık Etsin, Harputlu Ömer Çavuş ve Fedakar Anne” başlıklarını Abdullah Sert Hocaefendi’nin takdimi ile istifadenize sunuyoruz.
FEDAKÂR ANNE
Düşman Anadolu’nun içine kadar sokulmuştu.
Fakat girdiği her köyü bomboş buluyordu.
Bir düşman kıt’ası (N... ) kasabasına girdi. Her taraf sessizdi. Birkaç er sokaklarda ilerledi. Kasabada kimse yoktu. Evlerin kapıları, ardına kadar açıktı.
Kasabanın meydanlarında kömürleşmiş, mısır, buğday, yulaf, arpa taneleri, kararmış ekmekler buldular. Bunlardan hâlâ dumanlar çıkıyordu. Düşmana hiçbir şey bırakılmamıştı.
Ahali ormana kaçmıştı. Böyle olduğu halde askerler ev ev dolaşmaya başladılar. Birden bire kulübelerden birinde sesler yükseldi. Erler kucağında çocuk taşıyan bir kadını teğmenlerine götürdüler. Teğmen:
“Niçin burada kaldın?”
“Eli ayağı tutmayan ihtiyar ninemi yalnız bırakmadım.”
“Niçin sizinkiler kasabayı terk etti?”
“Bunu siz de pekala biliyorsunuz. Bizi kılıçtan geçirmeyecek miydiniz?”
“Niçin ekmekle buğdayı yaktınız?”
“Yiyecek bir şey bulamamanız için.”
Bu sırada sevinç sesleri işitildi. Askerler, pastırma, ekmek, ve birkaç bakraç pekmez getiriyorladı. Teğmen kadına sordu:
“Bu kadar yiyeceği nereden buldun?”
“Bunları ormana götürecektim.”
“Kocan da orada mı?”
“Kocam Vatan uğruna şehit oldu.”
“Kardeşlerin var mı?”
“Zavallı çocuğumdan başka kimsem kalmadı.” Askerler:
“Komutanım” diye bağırdılar:
“Açız, sususuz! Emredin de bulduklarımızı paylaşalım.”
“Bir dakika sabredin çocuklar!” Sonra genç kadına dönerek:
“Bu yiyecekler zehirli değil mi?”
“Zehirsizdir, zaten onları sizin için saklamamıştım ki!”
“Bir bardak pekmez içeceksin!”
“Bir bardak değil, bin bardak içerim.” Kadın teğmenin doldurduğu bardağı aldı. Bir dikişte içti. Teğmen hâlâ şüpheleniyordu:
“Çocuğa da içir.” Bardağı dudaklarına yaklaştıran çocuk pekmezi içti. Bunun üzerine bütün askerler pekmez içmeye, ekmek ve pastırma yemeye başladılar. Biraz sonra komutan:
“Yılan kadın” diye bağırdı.
“Bizi zehirledin!”
“Evet sizi zehirledim” dedi ve yere yıkıldı. Yanında çocuğu da can çekişiyordu. Güçlük çektiği halde gene konuştu:
“Sizi zehirledim. Öcümü aldım. Çünkü siz bizim vatanımızı çiğnediniz. Köylerimizi yaktınız. Bizi perişan ettiniz. Ben şimdi cennete gidiyorum. Halbuki siz cehennemi boylayacaksınız! Ağzından köpükler geldi. Başka bir şey söyleyemedi.”
Beş dakika sonra, kırk düşman askeriyle teğmenleri, kahraman ana ve çocuğu ile birlikte yerde cansız yatıyorlardı.
Kaynak: Sâdık Dânâ, İslam Kahramanları 2, Erkam Yayınları